Psikoloji, insan zihnini, davranışlarını ve deneyimlerini inceleyen bilim dalıdır. Yüzyıllar boyunca psikoloji alanında öncü isimler gelmiş geçmiş en önemli bilim insanları arasında yerlerini almışlardır. Bu öncü çalışmalar, psikolojiyi dallara ayırarak insan davranışının her yönünü daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olmuştur.
Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Bilişsel Davranışçı Terapi ve Uygulamaları
Sigmund Freud
Psikoloji denince akla ilk gelen isimlerden biri hiç şüphesiz Sigmund Freud’dur. Avusturyalı nörolog olan Freud, psikanaliz kuramının kurucusu olarak bilinir. Bilinçdışı kavramını psikoloji literatürüne kazandıran Freud, rüyaların ve bastırılmış duyguların insan davranışları üzerindeki etkisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Freud’un kuramı, psikoloji alanında çığır açıcı nitelikte olsa da günümüzde bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır.
Freud’un psikanaliz kuramına göre insan davranışları; bilinçli, ön bilinçli ve bilinçdışı olmak üzere üç seviyeli bir zihin yapısı tarafından yönetilir. Bilinç, içinde bulunduğumuz anın farkında olduğumuz düşünceleri ve duyguları kapsar. Ön bilinç ise hatırlama çabasıyla ulaşılabilecek anılar ve bilgileri içerir. Bilinçdışı ise bastırılmış arzular, dürtüler ve travmalardan oluşur. Freud’a göre bilinçdışı, davranışlarımızı en derinden etkileyen zihin yapısıdır.
Freud’un kuramına göre kişilik gelişimi beş aşamadan oluşur. Bu aşamalar oral dönem, anal dönem, fallik dönem, gizli dönem ve genital dönemdir. Her bir aşamada bireyin karşı karşıya kaldığı çatışmalar, kişilik gelişiminde önemli bir rol oynar. Örneğin, oral dönemde bebeğin süt emme ihtiyacı ve bu ihtiyacın karşılanma şekli, ilerleyen yaşlarda güven duygusunun gelişmesini etkiler.
Freud’un psikanaliz kuramı, psikoloji alanında tartışmalara yol açsa da bilinçdışı kavramını ortaya koyması ve psikoterapi tekniklerinin geliştirilmesine yaptığı katkılar nedeniyle psikoloji tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Carl Rogers
Carl Rogers, insaniyetçi psikolojinin öncü isimlerinden biridir. Rogers, Freud’un aksine, insanın doğuştan iyi olduğuna ve kendini gerçekleştirme arzusuna sahip olduğuna inanır. Rogers’ın birey merkezli terapi yaklaşımı, danışanın sorunlarını çözmede aktif bir rol oynamasını ve kendi potansiyelini gerçekleştirmesini hedefler.
Birey merkezli terapide terapist, danışanı empati ile dinler ve onu anlamaya çalışır. Terapist, yargılayıcı olmayan bir ortam yaratır ve danışanın kendi iç dünyasını keşfetmesine yardımcı olur. Bu süreçte danışan kendisini olduğu gibi kabul eder ve kendini gerçekleştirme yolculuğuna adım atar.
Rogers’ın birey merkezli terapi yaklaşımı, aşağıdaki temel ilkelere dayanır:
- Empati: Terapist, danışanın bakış açısıyla dünyaya bakabilmeli ve onun duygularını anlayabilmelidir.
- İçtenlik: Terapist, danışanla olan ilişkisinde samimi ve gerçekçi olmalıdır.
- Saygı: Terapist, danışanın değerlerine ve kişiliğine saygı duymalıdır.
Birey merkezli terapi, danışanın kendi iç kaynaklarını keşfetmesine ve sorunlarını kendi çözme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bu yaklaşım, danışanı güçlendiren ve onu bağımsızlığa yönlendiren bir terapi tekniğidir.
B.F. Skinner
Skinner’a göre öğrenme, davranışın sonucunda ortaya çıkan pekiştirme ile gerçekleşir. Davranışın olumlu sonuçlarla pekiştirilmesi, davranışın tekrar出現 (churrocu – ortaya çıkması) etme olasılığını arttırır. Olumsuz sonuçlarla cezalandırılması ise davranışın tekrar etme olasılığını azaltır.
Skinner, operant koşullanma kavramını ortaya atarak davranışların nasıl öğrenildiğini açıklar. Operant koşullanmada, davranışın öncesinde gelen uyarıcı ve davranışın sonucunda gelen pekiştirme öğrenme sürecini oluşturur. Örneğin, bir fare aç olduğunda kafese bastırdığı bir düğme pelet mama ile ödüllendirilirse, fare daha fazla mama elde etmek için düğmeye basma davranışını tekrarlayacaktır. Bu durumda, açlık hissi uyarıcı, düğmeye basma davranışı ise tepkidir. Mama ise davranışı pekiştiren ödüldür.
Skinner’ın operant koşullanma kuramı, eğitim, psikiyatri ve hayvan davranışları gibi birçok alanda uygulama alanı bulmuştur. Örneğin, çocuk eğitiminde olumlu davranışlar pekiştirilerek istenmeyen davranışların azaltılması, hayvanların eğitilmesinde ödüller kullanılarak istenilen davranışların öğretilmesi gibi uygulamalar Skinner’ın kuramına dayanmaktadır.
Jean Piaget
Psikoloji tarihinde bilişsel kuramın öncü isimlerinden biri olan Jean Piaget, çocukların bilişsel gelişimini inceleyen çalışmalarıyla tanınır. Piaget’ye göre çocuklar zihinsel olarak aktif varlıklardır ve çevreleriyle etkileşim yoluyla bilgiyi öğrenir ve inşa ederler. Piaget, bilişsel gelişimi dört döneme ayırır:
- Sensömotor Dönem (0-2 yaş): Bu dönemde bebekler çevreyi duyusal ve motor becerileriyle keşfederler. Nesnelerin kalıcılık kavramı bu dönemde gelişmeye başlar.
- Preoperasyonel Dönem (2-7 yaş): Bu dönemde çocuklar sembolik düşünce becerilerini geliştirirler. Oyun oynamada sembolik temsil becerileri ön plana çıkar. Ancak, bu dönemdeki çocuklar somut düşüncede zorlanırlar ve benmerkezci bir düşünce yapısına sahiptirler.
- Somut İşlem Dönemi (7-11 yaş): Bu dönemde çocuklar somut nesnelerle ilgili mantıklı düşünme becerilerini geliştirirler. Ancak, soyut kavramları anlamakta zorlanırlar.
- Formal İşlem Dönemi (11 yaş ve üstü): Bu dönemde gençler soyut düşünme, problem çözme ve hipotetik düşünme becerilerini geliştirirler. Karmaşık kavramları anlayabilir ve gelecek için plan yapabilirler.
Piaget’in bilişsel gelişim kuramı, çocuk psikolojisi alanında önemli bir yere sahiptir. Bu kuram, çocukların öğrenme süreçlerinin anlaşılmasına ve eğitim yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlamıştır.
Psikoloji, insan zihnini, davranışlarını ve deneyimlerini inceleyen karmaşık ve zengin bir bilim dalıdır. Bugüne kadar sayısız psikolog, farklı kuramlar ortaya koyarak insan davranışını anlamamıza ışık tutmuştur. Bu yazıda ele aldığımız isimler psikoloji tarihinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki, psikoloji dünyası bu isimlerden ibaret değildir. Psikoloji alanında araştırmalar günümüzde de hız kesmeden devam etmektedir. Yeni kuramlar, teknikler ve bilgiler sayesinde insanı daha derinlemesine anlama yolculuğumuz devam etmektedir.
Ayrıca okuyun: Kayseri Psikoterapi