Blog

Sır Psikoloji

Blog

Gunluk-Tutmanin-Stres-Yonetimine-Katkisi.webp

9 Ocak 2025 Sır Psikoloji

Hayatın hızlı temposu, günlük sorumluluklar, beklenmedik olaylar… Tüm bunlar ister istemez stres seviyemizi yükseltiyor. Stresle başa çıkmak içinse pek çok yöntem mevcut. İşte bu yöntemlerden biri de belki de hiç aklınıza gelmeyen basitlikte ve etkililikte: Günlük tutmak.

Günlük tutmak, duygularınızı, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi kağıda dökmekten çok daha fazlasıdır. Adeta bir terapi seansı gibi, zihninizi boşaltmanıza, kendinizi daha iyi anlamanıza ve stresle başa çıkma mekanizmalarınızı güçlendirmenize yardımcı olabilir. Nasıl mı? İşte detaylar…

Duygusal Farkındalığı Artırma

Günlük tutmanın en önemli faydalarından biri, duygusal farkındalığı artırmasıdır. Çoğu zaman yoğun tempomuz içinde duygularımızı bastırır, görmezden gelir hatta tanımakta bile zorlanırız. Oysa günlük yazmak, duygularımızla yüzleşmemizi, onları adlandırmamızı ve anlamlandırmamızı sağlar.

Örneğin, iş yerinde yaşadığınız bir tartışma sonrasında öfkeli hissediyorsunuz. Bu öfkeyi bastırmak yerine, günlüğünüze o an neler hissettiğinizi, neden öfkelendiğinizi ve bu öfkenin size neler hissettirdiğini yazabilirsiniz. Bu sayede öfkenizin kaynağını daha iyi anlayabilir, onu kontrol altına almak için neler yapabileceğinizi görebilir ve hatta belki de olaya farklı bir perspektiften bakabilirsiniz.

Stres Kaynaklarını Belirleme

Günlük tutmak, stres kaynaklarını belirlemek için de oldukça etkili bir yöntemdir. Gün içinde yaşadığınız olayları, düşüncelerinizi ve duygularınızı düzenli olarak kaydettiğinizde, hangi durumların sizi daha fazla strese soktuğunu daha net bir şekilde görebilirsiniz.

Mesela, her hafta sonu ailenizi ziyaret ettiğinizde yoğun bir stres yaşadığınızı fark ettiniz diyelim. Bunun nedenini sorgulamak ve çözüm yolları aramak için günlüğünüzü kullanabilirsiniz. Belki de ailenizle olan ilişkilerinizde sizi rahatsız eden bir durum vardır veya ziyaretler sırasında kendinize yeterince zaman ayıramıyorsunuzdur. Günlüğünüze bu konudaki düşüncelerinizi yazdıkça, stresinizin altında yatan gerçek nedeni keşfedebilir ve bu sorunu çözmek için adımlar atabilirsiniz.

Olumsuz Düşünce Kalıplarını Kırma

Stres genellikle olumsuz düşünce kalıplarıyla beslenir. “Yeterince iyi değilim”, “Başaramayacağım”, “Her şey kötüye gidiyor” gibi düşünceler zihnimizi sürekli meşgul ederek stres seviyemizi artırır. Günlük tutmak ise bu olumsuz düşünce kalıplarını fark etmemizi ve onlarla mücadele etmemizi sağlar.

Günlüğünüze düşüncelerinizi yazarken, bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu, size ne kadar fayda sağladığını ve alternatif düşüncelerin neler olabileceğini sorgulayabilirsiniz. Örneğin, “Bu sunumu mahvedeceğim” diye düşünmek yerine, “Sunumumda başarılı olmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım” şeklinde daha olumlu bir düşünce benimseyebilirsiniz.

Problem Çözme Becerilerini Geliştirme

Günlük tutmak, problem çözme becerilerinizi geliştirmenize de yardımcı olabilir. Karşılaştığınız sorunları günlüğünüze yazarken, farklı açılardan değerlendirme ve çözüm yolları üretme fırsatı bulursunuz.

Diyelim ki, maddi sıkıntılar yaşıyorsunuz ve bu durum sizi oldukça strese sokuyor. Bu sorunu günlüğünüze yazarak detaylı bir şekilde analiz edebilirsiniz. Gelir gider dengenizi inceleyebilir, gereksiz harcamalarınızı tespit edebilir ve tasarruf etmek için yeni yollar arayabilirsiniz. Hatta belki de yeni bir gelir kaynağı yaratmak için fikirler üretebilirsiniz.

Rahatlama ve Stres Azaltma

Günlük tutmak, zihninizi boşaltmanıza ve rahatlamanıza yardımcı olur. Tıpkı bir arkadaşınızla dertleşmek gibi, günlüğünüze iç dünyanızı döktüğünüzde üzerinizdeki yükü hafiflemiş hissedersiniz. Bu da stres seviyenizin azalmasına ve daha sakin hissetmenize katkı sağlar.

Araştırmalar da günlük tutmanın stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürdüğünü gösteriyor. Yani günlük yazmak, fizyolojik olarak da rahatlamanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, günlük tutmak uyku kalitesini artırabilir ve daha dinç uyanmanıza yardımcı olabilir.

Günlük Tutmaya Nasıl Başlanır?

Günlük tutmanın faydalarını gördükten sonra “Peki ben nasıl başlayacağım?” diye düşünüyor olabilirsiniz. İşte size birkaç ipucu:

Kendinize uygun bir zaman ve mekan yaratın

Günlük yazmak için kendinize özel bir zaman ve mekan ayırın. Bu, sessiz bir köşe, rahat bir koltuk veya sakin bir kafe olabilir. Önemli olan, dikkatinizin dağılmayacağı ve rahat hissedeceğiniz bir ortam yaratmaktır.

Yazmaya başlamak için mükemmel anı beklemeyin

“İlham gelince yazarım” diye düşünmeyin. Bazen sadece “Bugün kendimi nasıl hissediyorum?” diye yazarak bile başlayabilirsiniz. Zamanla yazma alışkanlığı kazanacak ve düşüncelerinizi daha akıcı bir şekilde ifade edebileceksiniz.

Kendinizi sansürlemeyin

Günlük tutarken en önemli kural, kendinizi sansürlememektir. Duygularınızı, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi olduğu gibi, hiçbir filtre olmadan yazın. Unutmayın, günlüğünüz sadece size ait ve kimse okumayacak.

Farklı yöntemler deneyin

Klasik günlük yazmanın yanı sıra, minnettarlık günlüğü, rüya günlüğü, seyahat günlüğü gibi farklı yöntemler de deneyebilirsiniz. Hatta isterseniz çizimler, fotoğraflar veya şarkı sözleri gibi farklı unsurlar da ekleyebilirsiniz.

Sabırlı olun

Günlük tutmak bir süreçtir. Başlangıçta zorlanabilir veya sıkılabilirsiniz. Ancak pes etmeyin ve yazmaya devam edin. Zamanla günlük tutmanın size ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz.

Günlük Tutarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Günlük tutmanın faydalarından en iyi şekilde yararlanmak için dikkat etmeniz gereken bazı noktalar da var:

  • Düzenli yazın: Günlük tutmanın en önemli noktası düzenliliktir. Her gün olmasa bile haftada birkaç kez yazmaya özen gösterin. Bu sayede düşüncelerinizi ve duygularınızı daha iyi takip edebilir ve stresle başa çıkma mekanizmalarınızı güçlendirebilirsiniz.
  • Gerçekçi beklentiler belirleyin: Günlük tutmanın sihirli bir çözüm olmadığını unutmayın. Stresinizi tamamen ortadan kaldırmayabilir ancak onu yönetmenize ve daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.
  • Günlüğünüzü güvende tutun: Günlüğünüzde kişisel ve özel bilgilerinizi yazıyorsunuz. Bu nedenle, günlüğünüzü güvende tutmanız ve başkalarının okumasına izin vermemeniz önemlidir. İsterseniz kilitli bir defter kullanabilir veya günlüğünüzü şifreleyebilirsiniz.
  • Profesyonel destek almayı ihmal etmeyin: Eğer yoğun stres yaşıyorsanız ve günlük tutmak tek başına yeterli gelmiyorsa, bir uzmandan profesyonel destek almayı düşünün. Psikologlar ve terapistler, stresle başa çıkma konusunda size daha kapsamlı ve kişiselleştirilmiş bir destek sağlayabilirler.

Sır Psikoloji’den Destek Alabilirsiniz

Stresle başa çıkmakta zorlanıyor ve profesyonel destek almak istiyorsanız, Sır Psikoloji olarak size yardımcı olabiliriz. Kayseri’de bulunan merkezimizde, alanında uzman ve deneyimli psikologlarımızla birlikte bireysel terapi, aile terapisi, EMDR terapisi gibi çeşitli hizmetler sunuyoruz.

Sır Psikoloji olarak amacımız, danışanlarımıza güvenli ve destekleyici bir ortamda, sorunlarının üstesinden gelmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olmaktır. Stres yönetimi, kaygı, depresyon, ilişki sorunları gibi konularda destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Kayseri Psikoloji Anksiyete Tedavisi


Stresin-Fiziksel-ve-Psikolojik-Belirtileri.webp

30 Aralık 2024 Sır Psikoloji

Günümüzün hızlı tempolu ve sürekli değişen dünyasında, stres hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geldi. İş yerindeki baskılar, ailevi sorumluluklar, ekonomik zorluklar, sosyal ilişkiler ve hatta günlük yaşamın küçük sıkıntıları bile stres seviyemizi yükseltebilir. Stres, vücudumuzun tehditlere karşı verdiği doğal bir tepki olsa da, sürekli ve yoğun bir şekilde yaşandığında hem fiziksel hem de psikolojik sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, stresin belirtilerini tanımak, erken müdahale etmek ve etkili başa çıkma mekanizmaları geliştirmek son derece önemlidir.

Fiziksel Belirtiler

Stres, sadece zihnimizi değil, aynı zamanda bedenimizi de etkileyen bir durumdur. Vücudumuz, stres altında kaldığında bir dizi fiziksel belirti göstererek bize uyarı sinyalleri gönderir. Bu sinyalleri doğru bir şekilde okuyarak, stresin farkına varabilir ve gerekli önlemleri alabiliriz.

Baş ağrısı

Stres, baş ve boyun kaslarının gerilmesine neden olarak gerilim tipi baş ağrılarına yol açabilir. Bu ağrılar genellikle başın iki tarafında, şakaklarda veya ensede hissedilir ve zonklayıcı veya sıkıştırıcı bir karakterde olabilir.

Kas ağrıları

Stres, vücudun genelinde kas gerginliğine ve ağrılarına neden olabilir. Özellikle sırt, omuz ve boyun bölgelerinde yaygın olarak görülen bu ağrılar, kişinin hareket kabiliyetini kısıtlayabilir ve günlük aktivitelerini yerine getirmesini zorlaştırabilir.

Uyku problemleri

Stres, uykuya dalmayı veya uykuda kalmayı zorlaştırabilir. Uykusuzluk, stresin en yaygın belirtilerinden biridir ve kişinin gün içinde yorgun, bitkin ve odaklanmakta zorluk çekmesine neden olabilir. Aynı şekilde, stres nedeniyle bazı kişilerde aşırı uyuma eğilimi de görülebilir.

Sindirim sorunları

Stres, sindirim sistemini etkileyerek mide bulantısı, kusma, ishal, kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca, stresli dönemlerde iştah artışı veya iştah kaybı da yaşanabilir.

Yüksek tansiyon

Stres, kalp atış hızını ve kan basıncını artırarak kalp ve damar sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Uzun süreli stres, hipertansiyon ve diğer kalp hastalıkları riskini artırabilir.

Zayıflamış bağışıklık sistemi

Stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak kişinin enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesine neden olabilir. Stresli dönemlerde sık sık hastalanma veya iyileşmenin uzun sürmesi, bağışıklık sisteminin zayıfladığının bir göstergesi olabilir.

Cinsel isteksizlik

Stres, hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel istekte azalmaya neden olabilir. Hormonal değişiklikler, yorgunluk ve kaygı, cinsel yaşamı olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alır.

Fiziksel belirtiler, stresin vücudumuz üzerindeki etkisini gösteren önemli işaretlerdir. Bu belirtileri göz ardı etmek yerine, stresle başa çıkmak için gerekli adımları atmak ve gerekirse profesyonel yardım almak önemlidir.

Psikolojik Belirtiler

Stres, fiziksel sağlığımızı etkilediği gibi, zihinsel ve duygusal durumumuzu da derinden etkiler. Zihnimiz, sürekli stres altında kaldığında, bir dizi psikolojik belirti göstererek bize zorlandığını ve desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade eder. Bu belirtileri tanımak, stresin zihinsel sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için önemlidir. Stresin yaygın psikolojik belirtilerinden bazıları:

Kaygı

Stres, geleceğe yönelik endişe, korku ve belirsizlik duygularını artırarak kaygıya neden olabilir. Kaygı, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen, sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik hali olarak tanımlanabilir.

Depresyon

Uzun süreli stres, depresyon riskini artırabilir. Depresyon, kişinin ilgi kaybı, üzüntü, umutsuzluk, enerji eksikliği ve değersizlik duyguları gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir ruhsal sağlık sorunudur.

Konsantrasyon güçlüğü

Stres, odaklanma ve dikkatini toplama yeteneğini olumsuz etkileyerek kişinin iş performansını, akademik başarısını ve günlük yaşamdaki verimliliğini düşürebilir.

Bellek sorunları

Stres, kısa süreli hafıza problemlerine yol açabilir. Kişi, isimleri, tarihleri veya günlük işleri hatırlamakta zorluk çekebilir.

Karar verme güçlüğü

Stres altında kaldığında, kişi net düşünemeyebilir ve karar verme süreçlerinde zorlanabilir. Küçük veya büyük kararlar almakta tereddüt etmek, stresin bir belirtisi olabilir.

Sinirlilik ve öfke

Stres, kişinin daha kolay sinirlenmesine, tahammülsüzleşmesine ve öfke patlamaları yaşamasına neden olabilir. Küçük olaylara karşı aşırı tepki vermek, stresin kontrol altına alınması gerektiğinin bir işareti olabilir.

Motivasyon eksikliği

Stres, kişinin hedeflerine ulaşma motivasyonunu azaltabilir. Enerji eksikliği, umutsuzluk ve ilgi kaybı, motivasyon eksikliğine katkıda bulunan faktörler arasında yer alır.

Kendine güven eksikliği

Stres, kişinin kendine olan güvenini ve özsaygısını zedeleyebilir. Olumsuz düşünceler, başarısızlık korkusu ve yetersizlik hissi, stresin etkisiyle artabilir.

Sosyal izolasyon

Stresli bireyler, sosyal etkileşimlerden kaçınma ve kendilerini izole etme eğilimi gösterebilir. Bu durum, yalnızlık hissini artırarak stresin olumsuz etkilerini daha da derinleştirebilir.

Obsesif kompulsif bozukluk

Stres, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) belirtilerini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Tekrarlayan düşünceler, takıntılar ve zorlantılı davranışlar, stresin etkisiyle artabilir.

Psikolojik belirtiler, stresin zihinsel ve duygusal sağlığımız üzerindeki etkisini gösteren önemli işaretlerdir. Bu belirtileri fark etmek, stresle başa çıkmak ve ruh sağlığımızı korumak için ilk adımdır. Gerektiğinde profesyonel yardım almak, stresin üstesinden gelmek ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek için önemlidir.

Stresle Başa Çıkma Stratejileri

Stres, hayatımızın bir parçası olsa da, onun kontrolümüzü ele geçirmesine izin vermek zorunda değiliz. Stresle başa çıkmak ve etkilerini azaltmak için kullanabileceğimiz birçok etkili strateji vardır. Bu stratejileri öğrenerek ve düzenli olarak uygulayarak, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı koruyabilir ve daha dengeli bir yaşam sürebiliriz. İşte stresle başa çıkmak için bazı öneriler:

Düzenli egzersiz

Fiziksel aktivite, stres hormonlarını azaltmaya ve endorfin salgılanmasını artırmaya yardımcı olur. Endorfinler, mutluluk ve rahatlama hissi yaratan doğal ağrı kesicilerdir. Haftada en az 3 gün 30 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak, stres seviyelerini düşürmede etkili olabilir. Yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet, yoga gibi aktiviteler, stresle başa çıkmak için iyi seçeneklerdir.

Sağlıklı beslenme

Dengeli ve sağlıklı beslenmek, vücudun stresle başa çıkma yeteneğini güçlendirir. Özellikle B vitamini, C vitamini ve magnezyum gibi besinler, stresin olumsuz etkilerini azaltmada önemli rol oynar. Meyve, sebze, tam tahıllar, yağsız proteinler ve sağlıklı yağlar içeren bir beslenme planı, stresle mücadelede vücudunuza destek olur.

Yeterli uyku

Uyku, vücudun dinlenmesi ve yenilenmesi için gereklidir. Yetersiz uyku, stres seviyelerini artırır ve kişinin stresle başa çıkma yeteneğini azaltır. Her gece 7-8 saat kaliteli uyku uyumak, stres yönetimi için önemlidir. Uyku hijyenine dikkat etmek, düzenli bir uyku programı oluşturmak ve uyku öncesi rahatlatıcı aktiviteler yapmak, uyku kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.

Rahatlama teknikleri

Meditasyon, derin nefes egzersizleri, yoga, progresif kas gevşemesi gibi rahatlama teknikleri, stresin fiziksel ve zihinsel etkilerini azaltmada etkilidir. Bu teknikler, kişinin zihnini sakinleştirmeye, vücudunu gevşetmeye ve stresle başa çıkma becerilerini geliştirmeye yardımcı olur. Günlük olarak birkaç dakika ayırarak bu teknikleri uygulamak, stres yönetiminde faydalı olabilir.

Zaman yönetimi

Zamanını etkili bir şekilde yönetmek, stres seviyelerini düşürmede önemli bir rol oynar. İşleri önceliklendirmek, gerçekçi hedefler belirlemek, zamanı planlamak ve erteleme alışkanlığından kurtulmak, stresin azaltılmasına yardımcı olabilir. Zaman yönetimi becerilerini geliştirmek için çeşitli teknikler ve araçlar mevcuttur.

Sosyal destek

Aile, arkadaşlar ve sevdiklerimizle güçlü sosyal bağlar kurmak, stresle başa çıkmada önemli bir destek sağlar. Sevdiklerimizle vakit geçirmek, duygularımızı paylaşmak, destek almak ve eğlenmek, stresin olumsuz etkilerini azaltır. Sosyal destek, kişinin kendini daha güvende ve daha az yalnız hissetmesine yardımcı olur.

Stresle başa çıkmak için birçok farklı strateji vardır ve herkes için en etkili yöntem farklı olabilir. Kendiniz için en uygun stratejileri bulmak ve bunları düzenli olarak uygulamak, stresin olumsuz etkilerini azaltmanıza ve daha sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır.

Stres ve Sır Psikoloji Uzman Desteğiyle Rahatlama

Stres, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olsa da, onun kontrolümüzü ele geçirmesine izin vermek zorunda değiliz. Sır Psikoloji, Kayseri’de bulunan aile danışma merkezimizde, stresle başa çıkmakta zorlanan bireylere, çocuklara, ergenlere ve ailelere uzman desteği sunuyoruz. 2016 yılından beri hizmet veren merkezimizde, alanında uzman ve deneyimli psikologlardan oluşan bir ekiple çalışıyoruz.

Hizmetlerimiz arasında bireysel terapi, çocuk ve ergen terapisi, aile terapisi, cinsel terapi ve EMDR terapisi gibi çeşitli psikolojik danışmanlık ve terapi seçenekleri bulunmaktadır. Danışanlarımıza güvenli ve destekleyici bir ortamda, stresin altında yatan nedenleri anlamalarına, etkili başa çıkma mekanizmaları geliştirmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

Ayrıca okuyun: Yozgat Psikolog


Online-Psikolog-Kimdir-Ne-Is-Yapar.jpg

26 Aralık 2024 Sır Psikoloji

Online psikolog, internet üzerinden danışanlarına psikolojik destek ve terapi hizmeti sunan, lisanslı ve deneyimli bir uzmandır. Günümüzde dijital platformların yaygınlaşmasıyla birlikte, online terapi hizmetleri de giderek popülerlik kazanmıştır. Online psikologlar, bireylerin ruh sağlığını iyileştirmek, stresle başa çıkmak, ilişki sorunlarını çözmek ve yaşam kalitesini artırmak gibi konularda profesyonel destek sağlarlar. Bu hizmetler, özellikle yoğun yaşam temposu, coğrafi engeller veya fiziksel kısıtlamalar nedeniyle yüz yüze terapiye katılamayan kişiler için büyük bir avantaj sunar.

Online Psikolog Kimdir?

Online psikolog, bireylere, çiftlere ve ailelere internet üzerinden psikolojik destek sağlayan, lisanslı bir ruh sağlığı uzmanını ifade eder. Geleneksel yüz yüze terapiden farklı olarak, online psikologlar danışanlarıyla video konferans, telefon görüşmeleri veya e-posta yoluyla iletişim kurar. Bu sayede danışanlar, bulundukları yerden, kendileri için en uygun zaman diliminde terapi hizmetlerine erişebilirler.

Kayseri’de ikamet ediyorsanız ve online terapiye ihtiyaç duyuyorsanız, Sır Psikoloji uzman kadrosuyla size destek olabilir. 2016 yılından beri hizmet veren Sır Psikoloji, bireysel terapi, çocuk ve ergen terapisi, aile terapisi, cinsel terapi ve EMDR terapisi gibi çeşitli alanlarda uzmanlaşmış psikologlardan oluşan bir ekibe sahiptir. Güvenli ve destekleyici bir ortamda, sorunlarınızın üstesinden gelmenize ve yaşam kalitenizi artırmanıza yardımcı olmak için Sır Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz.

Online Psikolog Ne İş Yapar?

Online psikologlar, geleneksel terapi yöntemlerini dijital ortama uyarlayarak, danışanlarının ruhsal sağlıklarını iyileştirmeyi hedefler. Anksiyete, depresyon, stres, ilişki sorunları, travma, yas, öfke yönetimi, özgüven eksikliği gibi birçok farklı konuda destek sağlarlar. Online terapi sürecinde, danışanın ihtiyaçlarına göre farklı terapi ekolleri ve teknikleri kullanılabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), EMDR, Çözüm Odaklı Terapi, Aile Terapisi bunlardan sadece birkaçıdır.

Online psikologlar, terapi seanslarının yanı sıra, danışanlarına psikoeğitim materyalleri de sunabilirler. Bu materyaller, danışanların yaşadıkları sorunları daha iyi anlamalarına ve başa çıkma mekanizmaları geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, online psikologlar, gerektiğinde danışanlarını diğer sağlık uzmanlarına yönlendirebilirler.

Online Terapi Hangi Durumlarda Tercih Edilebilir?

Online terapi, birçok farklı durumda geleneksel terapiye iyi bir alternatif olabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda online terapiyi tercih etmek avantajlı olabilir:

  • Coğrafi kısıtlamalar: Kırsal kesimde yaşayanlar veya fiziksel engelliliği olanlar gibi, terapistlere ulaşım konusunda zorluk yaşayan kişiler için online terapi ideal bir çözümdür.
  • Zaman kısıtlamaları: Yoğun iş temposu veya ailevi sorumluluklar nedeniyle terapiye zaman ayıramayan kişiler, online terapi sayesinde kendi programlarına uygun bir şekilde seanslara katılabilirler.
  • Gizlilik endişeleri: Bazı kişiler, terapiye gittiklerinin bilinmesini istemeyebilir. Online terapi, danışanlara daha fazla gizlilik ve anonimlik sağlar.
  • Rahatlık: Kendi evlerinin rahatlığında terapi almak isteyen kişiler için online terapi daha konforlu bir seçenek olabilir.
  • Panik atak ve sosyal fobi: Kalabalık ortamlara girmekte zorlanan veya sosyal kaygı yaşayan kişiler, online terapi sayesinde evlerinin güvenli ortamında terapi alabilirler.

Online Terapi Almanın Avantajları Nelerdir?

Online terapi, geleneksel terapiye göre birçok avantaja sahiptir. İşte online terapiyi cazip kılan bazı faktörler:

  • Erişilebilirlik: İnternet bağlantısı olan herhangi bir yerden terapi hizmetlerine erişebilirsiniz.
  • Esneklik: Kendi programınıza uygun bir şekilde randevu alabilirsiniz.
  • Uygun maliyet: Online terapi, genellikle geleneksel terapiye göre daha uygun maliyetlidir.
  • Rahatlık: Kendi evinizin rahatlığında terapi alabilirsiniz.
  • Gizlilik: Terapiye gittiğinizin başkaları tarafından bilinmesi konusunda endişelenmenize gerek yok.
  • Geniş seçenekler: Farklı uzmanlık alanlarına sahip çok sayıda online psikolog arasından seçim yapabilirsiniz.

Online Terapi Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Online terapi almayı düşünüyorsanız, bazı önemli noktalara dikkat etmeniz gerekmektedir:

  • Lisanslı bir terapist seçin: Terapi alacağınız kişinin lisanslı bir ruh sağlığı uzmanı olduğundan emin olun.
  • Güvenli bir platform kullanın: Terapistinizin güvenli ve gizliliğinizi koruyan bir online platform kullandığından emin olun.
  • İnternet bağlantınızı kontrol edin: Kesintisiz bir terapi deneyimi için stabil bir internet bağlantınızın olması önemlidir.
  • Sessiz ve özel bir ortam yaratın: Terapi seanslarınız sırasında rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz ve özel bir ortamda bulunun.
  • Teknolojik becerilerinizi değerlendirin: Online terapi için temel bilgisayar ve internet becerilerine sahip olmanız gerekmektedir.
  • Beklentilerinizi belirleyin: Online terapiden ne beklediğinizi netleştirin ve terapistinizle beklentilerinizi paylaşın.

Online Terapi ve Geleneksel Terapi Arasındaki Farklar Nelerdir?

Her ne kadar online terapi birçok avantaj sunsa da, geleneksel terapiyle arasında bazı temel farklar bulunmaktadır:

  • İletişim şekli: Online terapide iletişim, video konferans, telefon veya e-posta yoluyla gerçekleşirken, geleneksel terapide yüz yüze iletişim kurulur.
  • Beden dili: Online terapide beden dilini gözlemlemek daha zor olabilir.
  • Teknoloji bağımlılığı: Online terapi, teknolojik araçlara ve internet bağlantısına bağımlıdır.
  • Acil durumlar: Acil durumlarda müdahale etmek online terapide daha zor olabilir.

Online Terapi Etkili midir?

Yapılan araştırmalar, online terapinin birçok ruh sağlığı sorunu için geleneksel terapi kadar etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlarda online terapi oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Ancak, online terapinin herkes için uygun olmadığını unutmamak önemlidir. Bazı kişiler, yüz yüze iletişimin sağladığı yakınlığı ve güveni online ortamda hissetmeyebilir.

Sır Psikoloji ile Online Terapi

Kayseri’de bulunan Sır Psikoloji, online terapi hizmetleri de sunmaktadır. Alanında uzman ve deneyimli psikologlardan oluşan ekibimiz, sizlere güvenli ve destekleyici bir ortamda online terapi hizmeti vermek için hazırdır.

Sır Psikoloji’nin online terapi hizmetlerinden bazıları şunlardır:

  • Bireysel terapi: Depresyon, anksiyete, stres, travma ve diğer ruh sağlık sorunlarıyla başa çıkmanıza yardımcı olur.
  • Çift ve aile terapisi: İlişki sorunlarını çözmenize, iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza destek olur.
  • Çocuk ve ergen terapisi: Çocuklarınızın ve ergenlerinizin duygusal, sosyal ve davranışsal sorunlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olur.
  • EMDR terapisi: Travma sonrası stres bozukluğu ve diğer travma ile ilgili sorunların tedavisinde etkili bir yöntemdir.

Sır Psikoloji’nin online terapi hizmetleri hakkında daha fazla bilgi almak ve randevu oluşturmak için web sitemizi ziyaret edebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Kayseri Psikoloji Travma Terapisi


Online-Terapi-Ne-Kadar-Etkili-1200x538.jpeg

25 Aralık 2024 Sır Psikoloji

Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, hayatımızın birçok alanında olduğu gibi ruh sağlığı alanında da yenilikler yaşanıyor. Artık ruhsal destek almak için illa ki bir terapistin ofisine gitmenize gerek yok. İnternet üzerinden, yani online olarak da terapi alabilirsiniz.

Online Terapi Nedir?

Online terapi, temelde internet üzerinden görüntülü görüşme, telefon görüşmesi veya mesajlaşma yoluyla gerçekleştirilen terapi hizmetidir. Yani, terapistinizle yüz yüze görüşmek yerine, bilgisayarınızın, tabletinizin veya telefonunuzun ekranı aracılığıyla iletişim kuruyorsunuz. Aslında düşündüğünüzden daha basit! Tıpkı arkadaşlarınızla veya ailenizle görüntülü konuşma yapar gibi, terapistinizle de online platformlar üzerinden görüşebiliyorsunuz.

Bu yöntem, özellikle yoğun iş temposu olanlar, seyahat engeli bulunanlar veya fiziksel olarak terapi merkezine gidemeyenler için oldukça pratik bir çözüm sunuyor. Üstelik, online terapi sayesinde dünyanın neresinde olursanız olun, dilediğiniz terapistten destek alabilirsiniz.

Online Terapinin Avantajları Nelerdir?

Online terapi, geleneksel terapiye göre birçok avantaj sunar. Bunlardan en önemlileri şunlardır:

Erişilebilirlik

Online terapi, coğrafi sınırları ortadan kaldırır. İster şehir merkezinde ister kırsal bir alanda yaşayın, internet bağlantınız olduğu sürece istediğiniz terapistle görüşebilirsiniz. Bu, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya uzman bir terapiste ulaşmakta zorlanan kişiler için büyük bir avantajdır. Kendi yaşadığım bir örnekten bahsetmek gerekirse, üniversite yıllarımda yurt dışında eğitim görürken, ana dilimde terapi hizmeti bulmakta çok zorlanmıştım. Online terapi o zamanlar hayatımı kurtarmıştı diyebilirim.

Esneklik

Online terapi, yoğun bir programa sahip olanlar için idealdir. Randevularınızı kendi programınıza göre ayarlayabilir, hatta akşamları veya hafta sonları bile terapi alabilirsiniz. Bu esneklik, iş, okul veya aile sorumlulukları nedeniyle terapiye zaman ayırmakta zorlanan kişiler için büyük bir kolaylık sağlar.

Uygun maliyet

Online terapi, geleneksel terapiye göre genellikle daha uygun maliyetlidir. Bunun nedeni, terapistlerin ofis kirası, ulaşım gibi ek maliyetlerden tasarruf etmeleridir. Ayrıca, online terapi platformları genellikle farklı bütçelere uygun paketler sunar.

Rahatlık

Kendi evinizin rahatlığında terapi alabilirsiniz. Bu, özellikle sosyal anksiyete yaşayan veya terapi ortamında gergin hisseden kişiler için büyük bir avantajdır. Kendi evinizde, tanıdık bir ortamda olmak, kendinizi daha rahat ve güvende hissetmenizi sağlayabilir.

Gizlilik

Online terapi, gizliliğe önem verenler için iyi bir seçenektir. Terapi merkezine gitmek zorunda olmadığınız için, kimse sizi terapistinizin ofisine girerken görmez. Bu, özellikle toplum içinde tanınan kişiler veya gizliliklerine önem verenler için büyük bir avantajdır.

Online Terapinin Dezavantajları Nelerdir?

Her şeyin olduğu gibi, online terapinin de bazı dezavantajları vardır. Bunlar:

  • Teknik sorunlar: İnternet bağlantısı sorunları veya teknik aksaklıklar, terapi seanslarını kesintiye uğratabilir. Bu durum, hem terapist hem de danışan için sinir bozucu olabilir ve terapinin akışını bozabilir.
  • Güvenlik endişeleri: Online terapi platformları, kişisel bilgilerinizi korumak için güvenlik önlemleri alsa da, bazı güvenlik riskleri her zaman mevcuttur. Bilgilerinizin ele geçirilmesi veya kötüye kullanılması riski, geleneksel terapiye göre daha yüksek olabilir.
  • Kişisel bağlantı eksikliği: Bazı kişiler, online terapide yüz yüze terapide olduğu gibi güçlü bir kişisel bağlantı kuramayabilirler. Ekran üzerinden iletişim kurmak, bazı kişiler için soğuk ve mesafeli gelebilir.
  • Vücut dili eksikliği: Online terapide, terapist danışanın vücut dilini tam olarak gözlemleyemeyebilir. Bu, terapi sürecinde önemli bir faktör olabilir, çünkü vücut dili, kişinin duygusal durumunu anlamak için önemli ipuçları sağlar.
  • Acil durumlar: Online terapi, acil durumlar için uygun olmayabilir. Eğer kişi kendine veya başkalarına zarar verme riski taşıyorsa, acil yardım hattını araması veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.

Online Terapi Hangi Durumlarda Etkilidir?

Online terapi, birçok farklı ruhsal sağlık sorunu için etkili bir tedavi yöntemi olabilir. Özellikle hafif ve orta düzeydeki depresyon, anksiyete, stres, ilişki sorunları, uyku bozuklukları gibi durumlarda online terapi oldukça faydalı olabilir.

Ancak, şizofreni, bipolar bozukluk veya ciddi kişilik bozuklukları gibi daha ağır ruhsal sağlık sorunları olan kişiler için online terapi yeterli olmayabilir. Bu kişilerin yüz yüze terapi ve ilaç tedavisi gibi daha yoğun bir tedaviye ihtiyaçları olabilir.

Online Terapiye Nasıl Başlanır?

Online terapiye başlamak için öncelikle güvenilir bir online terapi platformu bulmanız gerekir. Bu platformlar, genellikle farklı uzmanlık alanlarına sahip terapistlerin profillerini içerir. Profilde terapistin eğitimi, deneyimi, uzmanlık alanları ve ücretleri gibi bilgiler yer alır.

İlgilendiğiniz terapistin profilini inceledikten sonra, platform üzerinden veya terapistle doğrudan iletişime geçerek randevu alabilirsiniz. İlk seans genellikle tanışma ve değerlendirme amaçlıdır. Bu seansta terapist, sorunlarınızı anlamak ve size uygun bir tedavi planı oluşturmak için sorular soracaktır.

Sır Psikoloji olarak, Kayseri’de bulunan merkezimizde ve online platformlar üzerinden bireysel terapi, çocuk ve ergen terapisi, aile terapisi, cinsel terapi ve EMDR terapisi gibi çeşitli hizmetler sunuyoruz. Uzman ve deneyimli psikologlarımızla, güvenli ve destekleyici bir ortamda, sorunlarınızın üstesinden gelmenize ve yaşam kalitenizi artırmanıza yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

Detaylı bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: Kayseri Felahiye Psikolog


Muzik-Terapisi-ve-Ruh-Sagligi-1200x675.jpg

23 Eylül 2024 Sır Psikoloji

İnsanlık tarihi boyunca müzik, sadece kulaklarımızı okşayan bir sanat formu olmanın ötesinde, duygularımızı ifade etmenin, ruhumuzu iyileştirmenin ve zihnimizi dinlendirmenin güçlü bir aracı olmuştur. Müzik terapisi de, müziğin bu iyileştirici gücünü, bilimsel yöntemlerle birleştirerek ruh sağlığı alanında önemli bir yere sahip olmuştur.

Müzik Terapisi Nedir?

Müzik terapisi, müzik ve müzikle ilgili etkinliklerin, bireyin fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla eğitimli bir müzik terapisti tarafından kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Bu terapi yöntemi, bireyin müzikle olan etkileşimini kullanarak, iletişim becerilerini geliştirmeyi, duygusal ifadeyi desteklemeyi, stresi azaltmayı, motor becerileri geliştirmeyi ve daha birçok hedefe ulaşmayı amaçlar.

Müzik terapisi, bireyin müzikle olan ilişkisini kullanarak, aşağıdaki hedeflere ulaşmayı amaçlar:

  • İletişim becerilerini geliştirme: Müzik, sözel olmayan bir iletişim aracı olarak kullanılabilir ve özellikle iletişim kurmakta güçlük çeken bireyler için faydalı olabilir. Müzik terapisi, bireyin duygularını ifade etmesine, başkalarıyla bağlantı kurmasına ve iletişim becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.
  • Duygusal ifadeyi destekleme: Müzik, duyguları uyandırma ve ifade etme konusunda güçlü bir etkiye sahiptir. Müzik terapisi, bireyin duygusal deneyimlerini keşfetmesine, ifade etmesine ve yönetmesine yardımcı olabilir.
  • Stresi azaltma: Müzik dinlemek veya müzikle uğraşmak, rahatlamayı teşvik edebilir ve stresi azaltabilir. Müzik terapisi, bireyin stresle başa çıkma becerilerini geliştirmesine ve genel olarak daha sakin hissetmesine yardımcı olabilir.
  • Motor becerileri geliştirme: Müzik, ritm ve hareketle bağlantılıdır. Müzik terapisi, bireyin motor becerilerini, koordinasyonunu ve fiziksel işlevselliğini geliştirmek için müzik ve hareket etkinliklerini kullanabilir.
  • Bilişsel işlevleri geliştirme: Müzik, dikkat, hafıza ve problem çözme gibi bilişsel işlevleri harekete geçirebilir. Müzik terapisi, bireyin bilişsel becerilerini geliştirmek için müzikle ilgili etkinlikleri kullanabilir.
  • Sosyal etkileşimi teşvik etme: Grup müzik terapisi seansları, bireylerin başkalarıyla bağlantı kurmasına, sosyal becerilerini geliştirmesine ve bir topluluk duygusu geliştirmesine yardımcı olabilir.

Müzik Terapisinin Ruh Sağlığına Etkileri

Müzik terapisi, çeşitli ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler için destekleyici bir tedavi yöntemi olabilir. Müzik terapisinin ruh sağlığına olumlu etkileri şunları içerebilir:

  • Depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltma: Müzik terapisi, bireylerin duygularını ifade etmelerine, rahatlamalarına ve olumlu duyguları deneyimlemelerine yardımcı olarak depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltabilir.
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile başa çıkma: Müzik terapisi, travma yaşayan bireylerin duygusal deneyimlerini ifade etmelerine, güvenli bir ortamda duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine ve travma ile ilişkili anıları yeniden işlemeye başlamalarına yardımcı olabilir.
  • Bağımlılık tedavisini destekleme: Müzik terapisi, bağımlılık tedavisi sürecinde bireylerin duygusal zorluklarla başa çıkmalarına, sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmelerine ve iyileşme süreçlerini desteklemelerine yardımcı olabilir.
  • Yaşlılarda bilişsel gerilemeyi yavaşlatma: Müzik terapisi, yaşlı bireylerin bilişsel işlevlerini harekete geçirebilir, hafızayı güçlendirebilir ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatmaya yardımcı olabilir.
  • Çocuklarda gelişimsel sorunları ele alma: Müzik terapisi, otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve öğrenme güçlüğü gibi gelişimsel sorunları olan çocukların iletişim becerilerini, sosyal etkileşimlerini ve duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Müzik Terapisinin Uygulandığı Alanlar

Müzik terapisi, geniş bir yelpazede ruh sağlığı sorunları ve özel ihtiyaçları olan bireyler için faydalı olabilir. Müzik terapisinin uygulandığı bazı alanlar şunlardır:

  • Ruh sağlığı merkezleri ve hastaneler: Müzik terapisi, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, yeme bozuklukları ve diğer ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler için bireysel veya grup terapisi şeklinde sunulabilir.
  • Okullar: Müzik terapisi, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), otizm spektrum bozukluğu ve diğer özel ihtiyaçları olan öğrencilerin akademik başarılarını, sosyal becerilerini ve duygusal sağlıklarını desteklemek için kullanılabilir.
  • Rehabilitasyon merkezleri: Müzik terapisi, fiziksel yaralanmalar, inme, travmatik beyin hasarı ve diğer nörolojik rahatsızlıklar sonucu rehabilitasyon sürecinde olan bireylerin motor becerilerini, bilişsel işlevlerini ve duygusal sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
  • Yaşlı bakım merkezleri: Müzik terapisi, yaşlı bireylerin bilişsel gerilemeyi yavaşlatmalarına, sosyal etkileşimlerini artırmalarına ve yaşam kalitelerini iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
  • Özel eğitim merkezleri: Müzik terapisi, gelişimsel sorunları olan çocuklar ve gençler için iletişim becerilerini, sosyal etkileşimlerini ve duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Müzik Terapisinin Faydaları

Müzik terapisi, birçok fayda sunan bir tedavi yöntemidir. Bu faydalar şunları içerir:

  • Sözel olmayan iletişimi teşvik eder: Müzik, özellikle konuşma becerileri sınırlı olan veya duygularını ifade etmekte güçlük çeken bireyler için güçlü bir iletişim aracı olabilir.
  • Duygusal ifadeyi destekler: Müzik, bireylerin duygularını güvenli bir şekilde keşfetmelerine ve ifade etmelerine yardımcı olabilir.
  • Stresi azaltır: Müzik dinlemek veya müzikle uğraşmak, rahatlamayı teşvik edebilir ve stres hormonu seviyelerini düşürebilir.
  • Motor becerileri geliştirir: Müzik ve hareket etkinlikleri, motor becerileri, koordinasyonu ve fiziksel işlevselliği geliştirebilir.
  • Bilişsel işlevleri harekete geçirir: Müzik, dikkat, hafıza ve problem çözme gibi bilişsel işlevleri geliştirebilir.
  • Sosyal etkileşimi teşvik eder: Grup müzik terapisi seansları, bireylerin başkalarıyla bağlantı kurmasına ve sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.
  • Öz saygıyı artırır: Müzikle uğraşmak ve müzikal başarılar elde etmek, bireylerin kendilerine olan güvenlerini ve öz saygılarını artırabilir.
  • Yaşam kalitesini iyileştirir: Müzik terapisi, bireylerin genel ruh sağlıklarını, fiziksel işlevselliklerini ve yaşam kalitelerini iyileştirebilir.

Müzik Terapisine Nasıl Ulaşılır?

Müzik terapisine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, bir müzik terapisti bulmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  • Doktorunuza danışın: Doktorunuz, müzik terapisinin sizin için uygun olup olmadığını değerlendirebilir ve sizi bir müzik terapistine yönlendirebilir.
  • Müzik terapi derneklerine başvurun: Ülkenizdeki müzik terapi dernekleri, size bölgenizdeki müzik terapistleri hakkında bilgi sağlayabilir.
  • İnternet üzerinden araştırma yapın: İnternet üzerinden müzik terapistleri hakkında bilgi bulabilir ve çevrimiçi müzik terapisi hizmetlerine ulaşabilirsiniz.

Müzik terapisti seçerken, eğitim düzeylerini, deneyimlerini ve uzmanlık alanlarını göz önünde bulundurmanız önemlidir. Ayrıca, terapistle olan kişisel uyumunuz da önemlidir. İlk görüşme sırasında terapistle rahat hissettiğinizden ve terapi hedefleriniz konusunda anlaştığınızdan emin olun.


Baglanma-Stilleri-ve-Iliski-Dinamikleri-1200x800.jpg

6 Ağustos 2024 Sır Psikoloji

Bağlanma, insanın yaşamının en temel ve en önemli unsurlarından biridir. İlk olarak bebeklik döneminde ebeveynlerle kurulan bağ, bireyin ilerleyen yaşlardaki ilişkilerini şekillendiren bir temel oluşturur. Bu bağlanma deneyimleri, bireyin dünya hakkındaki inançlarını, başkalarıyla nasıl ilişki kurduğunu ve hatta kendi benlik algısını etkiler. Bağlanma stillerini anlamak, hem kendimizle hem de başkalarıyla olan ilişkilerimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Bağlanma Stilleri

Bağlanma stilleri, genellikle dört ana kategoriye ayrılır: güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma, kaçıngan bağlanma ve düzensiz bağlanma. Her bir stil, farklı ilişki dinamiklerine ve davranış kalıplarına yol açar.

Güvenli bağlanma

Güvenli bağlanan bireyler, ebeveynleri tarafından tutarlı bir şekilde sevildiklerini, korunduklarını ve ihtiyaçlarının karşılandığını hissederler. Bu güven duygusu, onların dünya ile sağlıklı bir ilişki kurmalarına ve başkalarına güvenmelerine olanak tanır. Güvenli bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha az kaygı duyarlar, duygusal olarak daha dengelidirler ve çatışmaları daha yapıcı bir şekilde çözebilirler.

Kaygılı bağlanma

Kaygılı bağlanan bireyler, çocukluklarında tutarsız bir bakım almışlardır. Bazen ihtiyaçları karşılanırken bazen de ihmal edilmişlerdir. Bu durum, onların dünya hakkındaki güvenlerini sarsar ve ilişkilerinde sürekli bir onay arayışına iter. Kaygılı bağlanan bireyler, partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden endişe duyarlar, kıskançlık ve güvensizlik yaşarlar.

Kaçıngan bağlanma

Kaçıngan bağlanan bireyler, çocukluklarında duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığı veya görmezden gelindiği bir ortamda büyümüşlerdir. Bu deneyimler, onların duygusal olarak kendilerini kapatmalarına ve yakın ilişkilerden kaçınmalarına yol açar. Kaçıngan bağlanan bireyler, bağımsız olmayı tercih ederler, duygularını ifade etmekte zorlanırlar ve başkalarına güvenmekte güçlük çekerler.

Düzensiz bağlanma

Düzensiz bağlanan bireyler, genellikle travmatik veya istismar dolu bir çocukluk geçirmişlerdir. Bu deneyimler, onların dünyaya ve başkalarına karşı güvensiz hissetmelerine neden olur. Düzensiz bağlanan bireylerin davranışları tutarsızdır, bazen aşırı yakınlaşırken bazen de uzaklaşırlar. Kendilerine ve başkalarına zarar verme eğilimi gösterebilirler.

İlişki Dinamikleri

Bağlanma stilleri, sadece bireylerin kendi iç dünyalarını değil, aynı zamanda başkalarıyla olan ilişkilerini de derinden etkiler. Her bir bağlanma stili, farklı ilişki dinamiklerine ve davranış kalıplarına yol açar.

Güvenli bağlanan bireylerin ilişki dinamikleri

Güvenli bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha tatmin edici ve istikrarlı bir deneyim yaşarlar. Partnerlerine güvenirler, duygusal ihtiyaçlarını açıkça ifade ederler ve çatışmaları yapıcı bir şekilde çözebilirler. Güvenli bağlanan bireyler, partnerlerinin yanında kendilerini güvende ve rahat hissederler.

Bu bireyler, ilişkilerinde daha az kıskançlık ve güvensizlik yaşarlar, partnerlerine daha fazla destek olurlar ve ilişkilerinde daha fazla yakınlık ve bağlılık deneyimlerler.

Kaygılı bağlanan bireylerin ilişki dinamikleri

Kaygılı bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha fazla kaygı ve güvensizlik yaşarlar. Partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden endişe duyarlar, kıskançlık krizleri yaşayabilirler ve sürekli onay arayışında olabilirler. Bu bireyler, ilişkilerinde daha talepkardır, partnerlerinin sürekli onlarla ilgilenmesini isterler ve reddedilmeye karşı aşırı duyarlıdırlar. Bu durum, ilişkilerinde gerginlik ve çatışmalara yol açabilir.

Kaçıngan bağlanan bireylerin ilişki dinamikleri

Kaçıngan bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha mesafeli ve duygusal olarak kapalıdırlar. Duygusal yakınlıktan kaçınırlar, partnerlerinin ihtiyaçlarını görmezden gelebilirler ve ilişkilerinde bağımsızlıklarını korumaya çalışırlar.

Düzensiz bağlanan bireylerin ilişki dinamikleri

Düzensiz bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha istikrarsız ve kaotik bir deneyim yaşarlar. Davranışları tutarsızdır, bazen aşırı yakınlaşırken bazen de uzaklaşırlar. Partnerlerine karşı hem sevgi hem de öfke duyguları besleyebilirler.

Bu bireyler, ilişkilerinde daha fazla manipülasyon ve kontrol davranışı sergileyebilirler, duygusal olarak dengesiz olabilirler ve çatışmaları şiddetli bir şekilde yaşayabilirler. Bu durum, ilişkilerinde güvensizlik ve travmaya neden olabilir.

Bağlanma Stillerini Değiştirmek Mümkün mü?

Bağlanma stilleri, çocukluk deneyimlerinden kaynaklansa da, yetişkinlikte değişebilir. Güvenli bir ilişki yaşamak, terapi almak, kişisel gelişim çalışmaları yapmak ve farkındalık kazanmak, bağlanma stillerini değiştirmek için atılabilecek adımlardır.

Terapi, özellikle bağlanma sorunları yaşayan bireyler için faydalı olabilir. Terapist, bireyin geçmiş deneyimlerini anlamasına, duygusal yaralarını iyileştirmesine ve daha sağlıklı ilişki kalıpları geliştirmesine yardımcı olabilir.

Kişisel gelişim çalışmaları, bireyin kendi bağlanma stilini anlamasına, duygusal ihtiyaçlarını tanımasına ve daha sağlıklı ilişki becerileri geliştirmesine katkı sağlayabilir. Farkındalık kazanmak ise, bireyin kendi duygularını ve davranışlarını daha iyi anlamasına ve kontrol etmesine yardımcı olabilir.

Bağlanma Stillerinin İlişkiler Üzerindeki Etkisi

Bağlanma stilleri, sadece bireylerin kendi iç dünyalarını değil, aynı zamanda başkalarıyla olan ilişkilerini de derinden etkiler. Her bir bağlanma stili, farklı ilişki dinamiklerine ve davranış kalıplarına yol açar.

Güvenli bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha tatmin edici ve istikrarlı bir deneyim yaşarlar. Partnerlerine güvenirler, duygusal ihtiyaçlarını açıkça ifade ederler ve çatışmaları yapıcı bir şekilde çözebilirler. Güvenli bağlanan bireyler, partnerlerinin yanında kendilerini güvende ve rahat hissederler.

Kaygılı bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha fazla kaygı ve güvensizlik yaşarlar. Partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden endişe duyarlar, kıskançlık krizleri yaşayabilirler ve sürekli onay arayışında olabilirler. Bu durum, ilişkilerinde gerginlik ve çatışmalara yol açabilir.

Kaçıngan bağlanan bireyler, ilişkilerinde daha mesafeli ve duygusal olarak kapalıdırlar. Duygusal yakınlıktan kaçınırlar, partnerlerinin ihtiyaçlarını görmezden gelebilirler ve ilişkilerinde bağımsızlıklarını korumaya çalışırlar. Bu durum, ilişkilerinde soğukluk ve uzaklığa neden olabilir.

Sağlıklı İlişkiler İçin Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanma, sağlıklı ve tatmin edici ilişkilerin temelini oluşturur. Güvenli bağlanan bireyler, partnerlerine güvenirler, duygusal ihtiyaçlarını açıkça ifade ederler ve çatışmaları yapıcı bir şekilde çözebilirler. Bu durum, ilişkilerinde daha fazla yakınlık, bağlılık ve tatmin sağlar.

Güvenli bağlanma, sadece romantik ilişkilerde değil, aynı zamanda arkadaşlıklar, aile ilişkileri ve iş ilişkileri gibi diğer tüm ilişkilerde de önemlidir. Güvenli bağlanan bireyler, başkalarıyla daha sağlıklı ve anlamlı ilişkiler kurabilirler.

Eğer siz de ilişkilerinizde daha fazla güven, yakınlık ve tatmin istiyorsanız, güvenli bağlanma üzerine çalışabilirsiniz. Terapi, kişisel gelişim çalışmaları ve farkındalık kazanma, güvenli bağlanma geliştirmek için atabileceğiniz adımlardır.

Bağlanma Stillerinin Belirlenmesi

Bağlanma stillerini belirlemek için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında psikolojik testler, görüşmeler ve gözlemler yer alır.

Psikolojik testler, bireyin bağlanma stilini belirlemek için en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu testler, bireyin geçmiş deneyimleri, duygusal tepkileri ve ilişki davranışları hakkında bilgi toplamak için tasarlanmıştır.

Görüşmeler, bireyin bağlanma stilini belirlemek için kullanılan bir diğer yöntemdir. Terapist, bireyle yaptığı görüşmelerde, onun geçmiş deneyimleri, duygusal tepkileri ve ilişki davranışları hakkında bilgi edinir.

Gözlemler, özellikle çocuklarda ve bebeklerde bağlanma stilini belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Uzman, çocuğun veya bebeğin ebeveynleriyle olan etkileşimlerini gözlemleyerek, onun bağlanma stilini belirleyebilir.

Bağlanma Stilleri ve Çocuk Gelişimi

Bağlanma stilleri, çocukluk döneminde gelişmeye başlar ve bireyin ilerleyen yaşlardaki ilişkilerini şekillendirir. Çocuklukta güvenli bağlanan bireyler, ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurabilirler.

Kaygılı veya kaçıngan bağlanan çocuklar ise, ilerleyen yaşlarda daha fazla ilişki sorunu yaşayabilirler. Bu çocuklar, başkalarına güvenmekte zorlanabilirler, duygusal ihtiyaçlarını ifade etmekte güçlük çekebilirler ve çatışmaları yapıcı bir şekilde çözemeyebilirler.

Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarına güvenli bir bağlanma ortamı sağlamaları çok önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının ihtiyaçlarına duyarlı olmalı, onlara sevgi ve destek göstermeli ve tutarlı bir disiplin uygulamalıdır.

Ayrıca okuyun: Bağlanma Stilleri ve İlişki Dinamikleri


Sosyal-Medyanin-Ruh-Sagligi-Uzerindeki-Etkisi-1200x675.jpg

3 Haziran 2024 Sır Psikoloji

Sosyal medya, günümüzde milyonlarca insanın günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak, bu dijital platformların yaygın kullanımı, beraberinde bazı sorunları da getirmiştir. Ruh sağlığı üzerindeki etkileri konusunda giderek artan bir endişe bulunmaktadır.

Ayrıca okuyun: Başarılı Bir Kariyer İçin İş Hayatında Psikoloji

Sosyal Medyanın Pozitif Etkileri

Sosyal medyanın ruh sağlığına olan etkilerini anlamadan önce, pozitif etkilerine bir göz atalım:

  • Bağlantı Kurma ve İletişim: Sosyal medya platformları, insanların dünyanın dört bir yanındaki diğer bireylerle bağlantı kurmasını ve iletişim kurmasını sağlar. Bu, sosyal izolasyon hissini azaltabilir ve insanların sosyal destek ağlarını genişletebilir.
  • Bilgi ve Fikir Paylaşımı: Sosyal medya, insanların haberleri takip etmelerini, bilgi edinmelerini ve fikirlerini paylaşmalarını sağlar. Bu da bireylerin kendilerini daha bilgili ve güvende hissetmelerine yardımcı olabilir.
  • Topluluk Katılımı: Sosyal medya, insanların çeşitli topluluklara katılmalarını ve benzer ilgi alanlarına sahip kişilerle bağlantı kurmalarını sağlar. Bu, insanların kendilerini anlaşılmış ve desteklenmiş hissetmelerine yardımcı olabilir.

Sosyal Medyanın Negatif Etkileri

Ancak, sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri sadece pozitif değildir. Negatif etkilerine de bir göz atalım:

  • Sosyal Karşılaştırma ve Düşük Benlik Saygısı: Sosyal medya, insanları sürekli olarak diğerleriyle karşılaştırmaya teşvik edebilir. Bu da düşük benlik saygısı ve mutsuzluk hissine neden olabilir.
  • Zamansızlık ve Bağımlılık: Sosyal medya kullanımı, zamanın hızla geçtiği ve insanların diğer önemli faaliyetlerini ihmal ettiği bir tür bağımlılık haline gelebilir.
  • Bilgi Kirliliği ve Gerçek Dışı İçerikler: Sosyal medya platformları, bazen yanlış bilgi ve yanıltıcı içeriklerle doludur. Bu da insanların endişe, korku ve belirsizlik hissetmelerine neden olabilir.

Sosyal Medyanın Ruh Sağlığına Olumlu ve Olumsuz Etkileri

Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri karmaşıktır ve genellikle kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar için pozitif bir deneyimken, diğerleri için negatif olabilir. Önemli olan, sosyal medya kullanımının dengeli ve bilinçli bir şekilde yapılmasıdır.

Bununla birlikte, sosyal medyanın olumlu ve olumsuz etkileri arasında bir denge kurmak önemlidir. İşte bu dengeyi sağlamanın bazı yolları:

  • Zaman Yönetimi: Sosyal medya kullanımınızı sınırlayın ve belirli zaman dilimlerine yayın. Aşırıya kaçmadan, sosyal medyayı kontrol altında tutmak önemlidir.
  • Gerçek Bağlantılar Kurun: Sanal dünyada değil, gerçek hayatta sağlam bağlantılar kurmaya özen gösterin. Yakın ilişkiler, ruh sağlığınızı güçlendirebilir.
  • Bilinçli Tüketim: Sosyal medyada gördüğünüz içeriklere karşı eleştirel bir yaklaşım benimseyin ve bilgiyi doğrulamak için çaba gösterin. Gerçeklikten uzak içeriklerden kaçının.

Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri karmaşıktır ve net bir şekilde belirlenmemiştir. Ancak, dengeli ve bilinçli bir şekilde kullanıldığında, pozitif etkileri olabilir. Önemli olan, sosyal medyayı sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğrenmek ve gerçek dünya ile sanal dünya arasında denge kurmaktır.

Unutmayın, sosyal medyanın sadece bir araç olduğunu ve gerçek mutluluğun ve tatminin, gerçek bağlantılar kurarak ve gerçek dünyada deneyimleyerek elde edilebileceğini unutmayın.

Ayrıca okuyun: Çalışan Motivasyonunu Artırmak İçin Yaratıcı Fikirler


Kisilik-Bozukluklari-Tani-Tedavi-ve-Destek-1200x810.jpg

27 Mart 2024 Sır Psikoloji

Kişilik bozuklukları, bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarında istikrarlı ve anormal özellikler sergileyen ciddi mental sağlık durumlarıdır.

Kişilik Bozuklukları Nedir?

Kişilik bozuklukları, bireylerin düşünce tarzları, duygusal tepkileri ve ilişki kurma becerilerinde sapmaların olduğu durumları ifade eder. DSM-5’e göre farklı alt tipleri bulunmaktadır. Bu bozukluklarda temel belirtiler arasında duygusal dengesizlik, ilişki zorlukları, düşünce sapmaları ve kimlik bütünlüğünde sorunlar bulunabilir.

Kişilik Bozukluklarının Alt Türleri

  1. Borderline Kişilik Bozukluğu (BKB): Duygusal dalgalanmalar, kimlik belirsizliği ve ilişki problemleri ile karakterizedir.
  2. Narsistik Kişilik Bozukluğu (NKB): Aşırı özsaygı, başkalarını manipüle etme isteği ve empati eksikliği gibi özelliklere sahiptir.
  3. Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKB): Mükemmeliyetçilik, kontrol takıntısı ve esneklik eksikliği gibi belirtileri içerir.

Kişilik Bozukluklarının Tanısı

  1. Uzman Değerlendirmesi: Kişilik bozukluklarının tanısı, genellikle bir uzman psikiyatrist veya psikolog tarafından kapsamlı bir değerlendirme ile konulur.
  2. DSM-5 Kriterleri: Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Tanı ve İstatistik El Kitabı (DSM-5), kişilik bozukluklarının tanı kriterlerini belirler.

Kişilik Bozukluklarının Tedavisi

  1. Psikoterapi: Kişilik bozukluklarının tedavisinde psikoterapi, bireyin düşünce ve davranışlarını anlamasına yardımcı olur.
  2. İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, belirtileri hafifletmek veya yönetmek için antidepresanlar, anksiyolitikler veya antipsikotik ilaçlar kullanılabilir.
  3. Destek Grupları: Kişilik bozukluğu olan bireyler, destek gruplarına katılarak benzer deneyimlere sahip diğer insanlarla iletişim kurabilir ve destek alabilirler.

Kişilik Bozukluklarıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Birey, kişilik özelliklerini anlamalı ve kabullenmelidir. Farkındalık, değişim için bir adımdır. Empati, ilişkileri güçlendirebilir. Bireyler, başkalarının duygusal deneyimlerini anlamak için çaba göstermelidir.

Kişilik Bozukluklarıyla Başa Çıkan Ünlüler

  1. Winona Ryder: BPD (Borderline Kişilik Bozukluğu) ile mücadele eden ünlü oyuncu Winona Ryder, açıklamalarında terapinin hayatını nasıl olumlu yönde etkilediğini paylaşmıştır.
  2. Elon Musk: Narsistik kişilik özellikleriyle bilinen Elon Musk, başarıları ve liderlik tarzıyla tanınır.

Kişilik bozuklukları, karmaşık ve geniş bir konu olup, bireylerin hayatlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu yazıda, kişilik bozukluklarının tanısı, tedavisi ve destek süreçleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Umarız ki bu bilgiler, kişilik bozukluklarıyla ilgili farkındalığı artırır ve bu konuda yardıma ihtiyaç duyan bireylere rehberlik eder.


Psikoterapinin-Zihinsel-Saglikta-Oynadigi-Rol.jpeg

26 Mart 2024 Sır Psikoloji

Psikoterapi, zihinsel sağlığı desteklemek ve iyileştirmek için kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir.

Zihinsel Sağlık Nedir?

Zihinsel sağlık, duygusal, psikolojik ve sosyal iyi olma durumunu ifade eder. Bu durum, stresle başa çıkma, ilişkilerde sağlıklı etkileşim, yaşamla başa çıkma becerileri gibi faktörlere bağlıdır.

Psikoterapinin Temel İlkeleri

Psikoterapi, bireylerin zihinsel sağlıklarını iyileştirmek için bir dizi yöntemi içerir. Bu yöntemler, uzman bir terapist rehberliğinde uygulanır.

Terapist ve hasta ilişkisi

Güvenli ve destekleyici bir terapist-hasta ilişkisi, etkili bir psikoterapinin temelini oluşturur. Bu ilişki, hastanın duygusal olarak rahat hissetmesini sağlar.

Bilinçli farkındalık

Psikoterapide, bireyin duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını anlaması için bilinçli farkındalık geliştirilir. Bu, değişim ve iyileşme sürecini destekler.

Problem çözme ve hedef belirleme

Terapist, hastanın sorunlarını anlamak için özel sorular sorar ve bu sorunlarla başa çıkma stratejileri belirler. Hedef belirleme süreci, tedaviyi yönlendiren önemli bir adımdır.

Psikoterapinin Zihinsel Sağlık Üzerindeki Olumlu Etkileri

Psikoterapinin zihinsel sağlık üzerinde bir dizi olumlu etkisi vardır.

Duygusal rahatlama

Psikoterapi, bireylere duygusal olarak rahatlamaları için bir ortam sağlar. Duygusal yükleri paylaşmak, bireyin huzur bulmasına katkıda bulunur.

Stresle başa çıkma becerilerini güçlendirme

Terapist rehberliğinde, bireyler stresle başa çıkma becerilerini öğrenir ve geliştirir. Bu, yaşamın zorluklarıyla daha etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olur.

İlişkilerde iyileşme

Psikoterapi, bireylerin ilişkilerindeki zorlukları anlamalarına ve bu alanlarda iyileşme sağlamalarına yardımcı olur. İletişim becerileri ve empati geliştirmek bu sürecin bir parçasıdır.

Özsaygıyı artırma

Bireyler, psikoterapi yoluyla kendilerini daha iyi anlama fırsatı bulur ve bu da özsaygılarını artırır.

Psikoterapi Türleri

Psikoterapi, birçok farklı türde gelir. Bazı yaygın terapi türleri şunlardır:

Bilişsel davranış terapisi (BDT)

BDT, düşünce kalıplarını tanımlamak ve olumsuz davranışları değiştirmek için kullanılır.

Psikanaliz

Freud’un teorilerine dayanan psikanaliz, bilinçaltı düşünceleri anlama ve bu düşünceleri dışa vurarak iyileşmeyi amaçlar.

Grup Terapisi

Grup terapisi, bir terapist rehberliğinde bir grup insanın bir araya gelerek destek aldığı bir terapi türüdür.

Psikoterapi, zihinsel sağlık alanında önemli bir rol oynayan bir tedavi yöntemidir. Bu yazıda psikoterapinin temel ilkelerini, olumlu etkilerini ve yaygın türlerini inceledik. Zihinsel sağlıkla ilgili sorunlar yaşayan bireyler için, uzman bir terapist rehberliğinde alınan psikoterapi, yaşam kalitesini artırabilir ve sağlıklı bir zihinsel duruma ulaşmalarına yardımcı olabilir.


Psikolojik-Danismanlikta-Iyi-Olma-Hali-ve-Kayserideki-Uygulamalar-1200x927.jpg

12 Kasım 2023 Sır Psikoloji

Kayseri’deki psikologlar, bireylerin duygusal refahlarını ve iyi olma hallerini artırmak için çeşitli psikolojik danışmanlık yaklaşımları kullanmaktadır.

Ayrıca okuyun: (DEHB) Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Doğru Bilinen Yanlışlar

İyi Olma Hali ve Temel Bileşenleri

İyi olma hali, bireylerin duygusal refahlarını ve mutluluklarını ifade eder. İyi olma hali, birkaç temel bileşenden oluşur:

İyi olma hali, pozitif duyguları deneyimlemekle ilgilidir. Bu, mutluluk, huzur, ve neşe içerir.

Kişisel iyilik hali, kişinin kendine saygı göstermesi, özgüvene sahip olması ve pozitif bir benlik algısına sahip olmasıyla ilgilidir. Sosyal ilişkiler, iyi olma halinin bir parçasıdır. Sağlıklı ilişkiler, destek ve bağlantı sağlar.

Kayseri’deki Psikologların İyi Olma Hali Yaklaşımları

Kayseri’deki psikologlar, bireylerin iyi olma hallerini artırmak için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimserler. İşte bu yaklaşımların bazı örnekleri:

Psikologlar, danışanların duygusal farkındalıklarını artırmalarına yardımcı olur. Duygusal süreçleri daha iyi anlamak, iyilik hali için önemlidir.

Psikologlar, danışanların pozitif bir benlik algısı geliştirmelerine destek olur. Kendini kabul etmek, iyi olma halinin temelidir. Sosyal bağlantılar ve ilişkiler, iyi olma halinin bir parçasıdır. Psikologlar, danışanların ilişki becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.

İyi Olma Hali Faydaları

İyi olma hali, birçok faydası olan bir duygusal durumdur. İşte bu durumun bazı faydaları:

İyi olma hali, stresi azaltabilir ve fiziksel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir. İyi olma hali, duygusal iyilik hali ile ilişkilidir. Depresyon ve anksiyete riskini azaltabilir.

İyi olma hali, sağlıklı ilişkilerin temelini oluşturur. Daha pozitif ve destekleyici ilişkiler geliştirmeye yardımcı olur.

Kayseri’de Psikologlardan İyi Olma Hali Danışmanlığı Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

İyi olma hali danışmanlığı almayı düşünüyorsanız, Kayseri’deki psikolog seçimi önemlidir. İşte dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler:

Psikologunuzun iyi olma hali konusunda uzmanlık ve deneyimi olmalıdır.

İyi bir terapi ilişkisi, güven ve işbirliği gerektirir. Terapistinizle iyi iletişim kurabilmelisiniz. Diğer danışanların deneyimlerini inceleyerek, psikologunuz hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Ayrıca okuyun: NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.