Blog

Sır Psikoloji

Blog

b11f68acec94fa5f8b0dbdd85e993528.jpg

3 Mart 2023 Sır Psikoloji

 

Deprem sonrası psikolojik destek, deprem gibi doğal afetlerin etkilerinden kurtulmakta zorlanan insanlara verilen yardım ve hizmetlerin bir parçasıdır. Deprem sonrası psikolojik destek, depremin yol açtığı fiziksel ve sosyal yıkımın yanı sıra insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla da ilgilidir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Hizmetleri

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, acil yardım aşamasından itibaren başlar ve sürekli olarak devam edebilir. Bu hizmetler, deprem sonrası insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştır ve aşağıdaki şekillerde sağlanabilir:

  1. Acil yardım: Deprem sonrası ilk saatler ve günler içinde, insanlar acil yardıma ihtiyaç duyarlar. Bu dönemde, hayatta kalmak için gerekli olan temel ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Ayrıca, insanlar deprem sonrası yaşadıkları duygusal stres ve travmayı da hemen hissedebilirler. Acil yardım hizmetleri, insanların bu duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için ilk müdahaleyi sağlar.
  2. Danışmanlık hizmetleri: Deprem sonrası, insanlar yaşadıkları travma ile başa çıkmakta zorlanabilirler. Danışmanlık hizmetleri, insanların yaşadıkları zorluğu anlamalarına, duygusal yaralarını iyileştirmelerine ve hayatlarına yeniden adapte olmalarına yardımcı olabilir.
  3. Grup terapisi: Grup terapisi, deprem sonrası insanların benzer durumlar yaşayan kişilerle bir araya gelerek duygusal yüklerini paylaşmalarına ve birbirlerine destek olmalarına yardımcı olabilir. Bu, insanların yalnız hissetme riskini azaltır ve topluluk içinde yeniden bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir.
  4. Aile terapisi: Deprem sonrası, ailelerdeki bireyler birbirlerine destek olabilir veya aile içi gerilimler artabilir. Aile terapisi, aile üyelerinin deprem sonrası travmayı birlikte ele almasına yardımcı olabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Nedir?

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden sonra insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olabilir ve onların yaşamlarını yeniden kurmalarına yardımcı olabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Ayrıca, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, bireylerin ve toplumların depreme hazırlıklı olmalarını ve gelecekteki doğal afetlere daha iyi bir şekilde yanıt vermelerini sağlayacak önleyici tedbirleri de içerebilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra, afetten etkilenen kurtarma çalışanları, sağlık çalışanları, polis ve itfaiye personeli gibi acil durum görevlileri için de geçerlidir. Bu kişiler, afet sırasında gördükleri travmanın yanı sıra, kurtarma çalışmaları sırasında insanların acılarını gözlemlemenin etkileriyle de başa çıkmak zorunda kalabilirler.

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar. Bu hizmetler, acil yardım aşamasından itibaren başlayarak, bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri ve aile terapisi gibi farklı formlarda sağlanabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olmak için birçok farklı yaklaşımı içerebilir. Bu yaklaşımlar arasında bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri, aile terapisi, sosyal destek programları, eğitim ve bilgilendirme programları gibi çeşitli yöntemler yer alır.

Bireysel terapi, depremzedelerin bir danışmanla bir araya gelerek yaşadıkları duygusal stresi, travmayı ve kaygıları ele almalarına yardımcı olur. Grup terapisi, depremzedelerin bir araya gelerek benzer deneyimleri paylaşmalarını ve birbirlerine destek olmalarını sağlar. Aile terapisi, deprem sonrası aile dinamiklerindeki değişimlerle başa çıkmaya yardımcı olur ve aile üyelerinin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarını sağlar.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Bu hizmetler, depremzedelerin ve kurtarma çalışanlarının yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar.

  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerini sağlamaya yöneliktir. Bu hizmetler, insanların deprem sonrası yaşadıkları kayıplar, travmalar, stres ve kaygı gibi duygusal sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olur.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı seviyelerde ve farklı tiplerde sağlanabilir. Örneğin, birinci basamak sağlık hizmetleri, acil servisler ve ilk müdahale birimleri depremden etkilenen insanların psikolojik ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunabilir. İkinci basamak sağlık hizmetleri, psikologlar, psikiyatristler ve diğer zihinsel sağlık uzmanlarından oluşan ekipler tarafından sunulan daha uzmanlaşmış hizmetlerdir.
  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra kurtarma çalışanlarına da yöneliktir. Kurtarma çalışanları, deprem bölgesinde kurtarma ve yardım çalışmaları yürütürken de büyük bir stres altındadırlar ve çoğu zaman depremden etkilenen insanların acil psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalırlar.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı kültürlerde ve topluluklarda farklı şekillerde sunulabilir. Örneğin, bazı topluluklar için grup terapisi ve sosyal destek programları daha uygunken, diğer topluluklar için bireysel terapi daha iyi olabilir. Bu nedenle, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen toplulukların kültür, inanç ve ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmalıdır. Online psikolog desteği de günümüzde bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır

Doğal Afetlerin Yol Açtığı Psikolojik Etkiler

Doğal afetlerin yol açtığı psikolojik etkilerin azaltılması için birçok tedbir alınabilir. Bu tedbirler arasında şunlar yer alabilir:

  1. Psikolojik danışmanlık: Deprem sonrasında insanlar stres, kaygı, korku ve diğer psikolojik problemler yaşayabilirler. Psikolojik danışmanlık hizmetleri bu insanlara yardımcı olabilir ve psikolojik yaraların iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.
  2. Topluluk desteği: Deprem sonrasında insanların birbirleriyle iletişim kurması ve destek sağlaması önemlidir. Bu desteği sağlamak için topluluk etkinlikleri, dayanışma kampanyaları ve psikolojik destek grupları düzenlenebilir.
  3. İletişim: Deprem sonrası insanların haber almak için birçok kaynağa ihtiyaçları olabilir. Bu nedenle, iletişim hatlarının açık kalması ve güvenilir bilgilerin sağlanması önemlidir.
  4. Güvenli ve rahatlatıcı ortamlar: Deprem sonrası insanların güvenli ve rahatlatıcı bir ortamda olmaları önemlidir. Bu ortamlar, insanların kaygılarını azaltmalarına ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilir.
  5. Fiziksel aktivite: Deprem sonrasında fiziksel aktivite yapmak, insanların stres ve kaygılarını azaltmalarına yardımcı olabilir. Yürüyüş, yoga ve meditasyon gibi aktiviteler, insanların zihinsel sağlıklarını korumalarına ve iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
  6. Uyumak: Deprem sonrası insanların uyku düzenleri bozulabilir. İnsanların sağlıklı bir uyku düzeni korumaları, psikolojik sağlıklarını korumalarına yardımcı olabilir.
  7. Profesyonel yardım: Deprem sonrası insanların psikolojik sorunları çok ciddi olabilir. Bu durumda, profesyonel yardım almaları önemlidir. Psikiyatristler ve psikologlar, insanların psikolojik yaralarının iyileştirilmesine yardımcı olabilirler.

Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Psikolojik ilk yardım, afetlerden etkilenen insanlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmek için tasarlanmış bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, afet sırasında, hemen sonrasında veya birkaç gün sonra uygulanabilir. Psikolojik ilk yardım, afetlerin psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olur ve insanların afet sonrası stres bozukluğu gibi daha ciddi zihinsel sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), bir afet sonrasında ortaya çıkabilen ciddi bir zihinsel sağlık sorunudur. Deprem gibi afetler, insanların hayatlarını tamamen değiştirebilir ve sonrasında stres ve kaygı gibi duygusal tepkilere neden olabilir. Bu tepkiler zamanla geçmezse, TSSB gelişebilir.

TSSB, sıkıntı verici hatıralar, kabuslar, uykusuzluk, hiperaktivite, panik ataklar, yıkım, kayıp, hayatta kalma suçu gibi semptomlarla kendini gösterir. TSSB semptomları, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve insanların sosyal ilişkilerini bozabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Yöntemleri

Deprem sonrası psikolojik destek, psikolojik ilk yardımın yanı sıra bir dizi diğer yöntemleri de içerir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Bireysel terapi: Psikologlar ve psikiyatristler, afetlerden etkilenen insanlara bireysel terapi sağlayabilirler. Terapi, insanların zorluklarla başa çıkma becerilerini geliştirmelerine ve TSSB semptomlarını azaltmalarına yardımcı olabilir.
  • Grup terapisi: Deprem sonrası destek grupları, insanların benzer zorluklarla karşılaşanlarla bir araya gelmelerine denir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

Travma sonrası stres bozukluğu, bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu ciddi bir travma sonrasında ortaya çıkan bir tür anksiyete bozukluğudur. Deprem, savaş, doğal afetler, saldırılar veya ciddi bir kaza gibi olaylar, travma sonrası stres bozukluğunun en yaygın nedenleridir.

Bu bozukluğun belirtileri, kişinin yaşadığı travmatik olayın etkisiyle ortaya çıkar. Belirtiler şunlar olabilir:

  • Yineleyen kabuslar ve kötü anılar
  • Uyku sorunları
  • Ani sinirlilik ve öfke nöbetleri
  • Aşırı endişe ve korku
  • Olayın yinelenen düşünceleri ve hatıraları
  • Yalıtılmışlık ve depresif hisler

Travma sonrası stres bozukluğu olan insanlar, genellikle olayla ilgili durumlardan kaçınmaya çalışırlar ve olayın yaşanmasından sonra hayatlarında iş ve sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşayabilirler.

Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerin tedavisi, uzun sürebilir ve birkaç farklı terapi türü içerebilir. Psikoterapi, özellikle bireysel terapi, tedavi sürecinde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca, bazı ilaçlar da semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Kayseri psikolog kliniklerine başvurarak destek alabilirsiniz

Kayseri Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Deprem sonrası psikolojik destek, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde olduğu gibi, psikolojik ilk yardım gibi bazı temel ilkeleri de içerir. Bu ilkeler, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  1. Güvenli bir ortam sağlamak: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilere güvenli bir ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bu, acil durumlar sırasında barınak, yiyecek, su ve diğer temel ihtiyaçlar gibi pratik desteği içerir. Ayrıca, insanlarla duygusal olarak bağlantı kurmayı, onları dinlemeyi ve onlara rahatlatıcı bir ortam sağlamayı da içerir.
  2. Yardım arama: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin yardım aramasını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu, farkındalık yaratmak, kaynakları ve yardım hatlarını tanıtmak ve insanların kendilerine veya başkalarına yardım almalarına yardımcı olmak gibi şeyleri içerebilir.
  3. Bağlantı kurma: Deprem sonrası psikolog destek, kişilerin birbirleriyle bağlantı kurmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, insanların birbirleriyle konuşmasına, destek gruplarına katılmasına ve benzer deneyimleri paylaşmasına yardımcı olmayı içerir.
  4. Bilgi verme: Deprem sonrası psikolog desteği yada psikyatrist desteği , kişilere bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu, acil durumların etkileri, kurtarma operasyonları, sağlık hizmetleri, ilaçlar, psikoterapiler ve diğer kaynaklar hakkında bilgi sağlamayı içerir.
  5. Çevre düzenleme: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin çevrelerini düzenlemelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, bir oda düzenlemesi veya kişisel eşyaların yeniden düzenlenmesi gibi pratik destekleri içerebilir.
  6. Güvenli bir yer sağlayın: Deprem sonrası kişilerin güvende hissetmesi önemlidir. Eğer mümkünse, güvenli bir yer sağlanmalı ve kişilere barınacakları bir yer verilmelidir.
  7. Psikolojik destek hizmetleri sunun: Deprem sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler için psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Bu hizmetler, bir psikolog veya psikiyatrist tarafından verilebilir. Kayseri Ücretsiz psikolog desteği için psikolog klinikleri aramalarında Sır Psikolojiye başvurabilirsiniz
  8. Toplumda farkındalık yaratın: Deprem sonrası stres bozukluğu hakkında toplumda farkındalık yaratmak, insanların bu durumu daha iyi anlamasına ve buna nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmelerine yardımcı olur.

 

Kayseri Deprem Sonrası Ücretsiz psikolog Destek Hizmetleri Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Tıklayınız.

 


oyun-terapisi-site-resim-01.jpg

10 Ağustos 2018 Sır Psikoloji0

Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir? Oyun Terapisi Ne İşe Yarar, Ne kadar Süre Oyun Terapisi Alınmalı, Oyun Terapisine İhtiyacı Olduğuna Nasıl Karar Veririlir? Oyun Terapisi İle Çocukla Evde Oyun Oynamanın Farkı Nedir? Kayseri'de Oyun Terapisi almak için Sır Psikolojik Danışmadan randevu alabilirsiniz


Obsesif-Kompulsif-Bozukluk-ozgur-saygin-solak-01.jpg

1 Ağustos 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Obsesif Kompilsif Bozukluk Nedir?

Obsesyonlar(takıntılar); Kişi istemediği halde sık sık aklına gelen rahatsız edici tekrarlayan hayaller veya düşüncelerdir. Kişi bu düşünceler ve hayallerin saçma ve mantıksız olduğunun farkındadır ama bi türlü kafasından atamaz ve kişide yoğun bir biçimde kaygıya ve sıkıntıya neden olur.

En çok rastlanan türleri;

Bulaşma obsesyonları; Bu obsesyona sahip kişilerde kir, mikrop pislik, meni vb. araçlarla kirleneceğine yada onların bulaşma ihtimalini korkusunu yaşar ‘‘Bulaştı mı aceba gibi zorlayıcı düşüncelerden kendini alamaz’’ Kir, mikrop, pislik bulaşacak ortamlardan kaçınma davranışı gösterebilir

Kuşku obsesyonu: Bu obsesyona sahip kişiler yaptıkları işlerde emin olamakta zorluk gösterirler.Ütünün fişini çektim mi, Ocağın altını kapattım mı, Kapıyı kilitledim mi? Gibi soruları zihninden atmakta zorluk yaşar.Kişi yapacağı ihmalden dolayı kendisine veya bir başkasına zarar vermenin korkusunu yaşar.

Saldırganlık obsesyonu:Kişide kendisine veya birbaşkasına zarar vermeyle ilgili zorlayıcı düşündeler bulunur.Çocuğumu penceredn atar mıyım? Ya intihar edersem, ya kendime hakim olamayıp birisini öldürürsem gibi kişiyi rahatsız eden zorlayıcı düşüncelerdir. Bu düşüncelere sahip kişiler makas, bıçak yüksek yerlerden sevdiği kişilerden uzak durmaya çalışabilirler.

Cinsel obsesyonlar: Ayıplanacakbiçimde, kendisiyle ya da başka bir kişiye yönelik cinsel içerikli obsesyonlardır. Çoğunlukla kişinin hemcinsleriyle veya çocuklarıyla cinsel ilişki yaşamasına dönük ortaya çıkabilir. Yoğun olarak suçluluk, utanma, günahkarlık gibi duygular yaşanabilir. Örneğin; Yakınlarıma karşı cinsel istek duyar mıyım?, Karşı cinsin cinsel organına bakar mıyım,

Dinsel obsesyon: Kendi inanç ve görüşlerine karşı kabul edilemez, inanç ve düşüncelerinin tam zıttı bir şekilde çok yoğun sıkıntıya neden olacak biçimde kişinin düşünmekten kendini alamadığı tekrarlayan düşüncelerdir.Örneğin; Namaz esnasında akla gelen küfürler,İçinden geçirdiği ama rahatsızlık duyup zihninden atamadığı Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a küfür etme, abdestin sürekli bozulduğunu düşünme, dualarım ibadetim kabul oldu mu düşünceleri

Simetri obsesyonu: Kişinin hayatında he şeyin düzenli ve simetri  olması gerekliliği ile ilgili düşüncelerdir. Bu kişilerin herhangi bir yere giderken hazırlanması uzun sürebilir.

Somatik obsesyon: Hayatı tehdit eden hastalıkları(kanser vb.) aşırı düşünme  ve zihinden atamama şeklinde görülür.Kişide yoğun bir biçimde hasta olmaya dair korku ve kaygı yaşar.

Dokunma obssesyonları;Kişi bir işi yapmadan önce kendince önemli bir nesneye dokunma ihtiyacı duyar.

 

Kompilsiyonlar(Zorlantılar): Obsesyonların vermiş olduğu sıkıntıdan kurtulmak için kişinin yapmaktan kendini alamadığı yaptığı zaman sıkıntının azalacağı zannedilen ama azalmayan davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.

Örneğin;

  • Ellerini tekrar tekrar yıkama
  • Zihninde belli düzende sayılarla iş yapma(elini 3-5-3 kere yıkama)
  • Ocağın altını kapattım mı, ütünün fişini çektim mi, evin kapısını kilitledim mi diye tekrar tekrar kontrol etme
  • Sürekli bir yerleri belli bir biçimde düzenleme

Bir çok insanda obsesif düşünceler bulunmaktadır ama artık bu düşünceler ve davranışlar kişinin gündelik yaşamını ve sosyal hayatını etkiliyor, zihninden atamakta zorlanıyorsa profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyuyor demektir.

Tedavisi

Hastalığın kendi kendine düzelmesi neredeyse yok denecek kadar düşük bir ihtimaldir. Bundan dolayı profosyonel bir destek almak oldukça önemlidir. Kendini kanıtlamış psikoterapi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar Bilişsel Davranışcı Terapi ve son zamanlarda aktif bir biçimde kullanılan EMDR terapisidir.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


dehb-yanlis-bilgi-01.jpg

23 Temmuz 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunda Doğru Bilinen Yanlışlar

 

DEHB’ nin, (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) nörobiyolojik bir temeli vardır ve bu yüzden DEHB’ li çocuklar yalnızca tıbbi tedavi görmelidir. İlaçla tedavi gören DEHB’li çocukların %70-80’ninde belirtilerde azalma görülmektedir. Ancak belirtilerde azalma olması bozukluğun ortadan kalkması ile eş anlamlı değildir. İlaçla tedavi çocuk psikiyatristi gerek görüyorsa sözkonusu olmalıdır. Bunun yanı sıra davranışsal ve akademik gelişme sağlanması için psiko-eğitimsel yardımlara gereksinimi vardır. Aksi takdirde ilaçla tedavi amacına ulaşmamaktadır.

 

DEHB gerçekte mevcut değildir, bu durum çocuklarını disipline edemeyen anne babaların hatasıdır. Bilimsel araştırmalar DEHB’in biyolojik temelli bir bozukluk olduğunu ortaya koymaktadır, ancak nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Davranış denetlemek için beyin tarafından kullanılan nörotransmitterlerin dengesizliği ve merkezi sinir sistemindeki anormal glikoz metabolizmasından kaynaklandığı ileri sürülmektedir.

 

DEHB temel olarak kötü ana babalıktan ve disiplin eksikliğinden kaynaklanmaktadır ve bütün DEHB’ li çocukların gerçekte ihtiyaç duydukları şey böyle yapmacık tedaviler değil eski tarz bir disiplindir. Bazı anne babalar çocuğun yanlış davranışının onun ahlaki bir sorunu olduğunu düşünürler zaman zamanda kendilerinde kabahat bulurlar. Tıbbi bir müdahale uygulamadan sadece disiplin yöntemleri uygulamanın DEHB’li çocuğun davranışını iyileştirmekten ziyade iyice kötüleştirdiğini gösteren aile etkileşim araştırmaları vardır.

 

DEHB yanlış tutumlar sonucu oluşur. Zayıf beslenme, şeker, katkı maddeleri, olağan ölçülerde kurşun, olumsuz ana baba tutumu DEHB’ e yol açmaz. DEHB genetik ve biyolojik temellidir. Bununla birlikte anne babaların davranışları çocuğun DEHB davranışlarını denetleme becerilerini etkileyebilir. Ayrıca bazı araştırmalar hamileyken alkol ve uyuşturucu almanın DEHB’ e yol açabileceği konusunda örnekler sunmuştur.

 

DEHB’ li çocukların akranlarından farkı yoktur. Her çocuk dikkatini sürdürmede ve yerinde oturmada güçlük çeker. DEHB özellikleri 3-7 yaş arasında başlamışsa akranlarına göre belirtileri çok fazla ve şiddetli yaşıyorsa, birçok ortamda aynı belirtiler varsa, davranışlar çocuğun akademik ve sosyal hayatında önemli bozulmalara yol açıyorsa tüm çocuklarda olduğu söylenemez.

 

Çocuklar büyüdüklerinde DEHB kaybolur. DEHB sadece çocuklarda bulunmaz, bazı araştırmalar DEHB’in yaşam boyu sürebileceğini göstermektedir. DEHB tanısı konulan çocukların %70-80’ i gençlik dönemlerinde bu belirtileri sürdürmektedir. %30-65’ lik kısmının ise yetişkinlikte tüm klinik belirtileri sürdürmeye devam ettiği görülmektedir. Eğer tedavi edilmezlerse DEHB’li bireyler madde bağımlılığı, depresyon, akademik başarısızlık, mesleki sorunlar ve evlilik sorunları yaşayabilirler. Uygun olarak tedavi edildiklerinde DEHB’li pek çok birey üretken bir yaşam sürebilir.

 

DEHB’ li çocuklar sürekli pekiştirilmeyi isterler. Hatta diğer öğrencilerden daha çok olumlu pekiştirmeye ihtiyaç duyarlar. Tek başına olumlu pekiştirme davranışı kazanma ve sürdürmede yeterli değildir, üstelik sürekli pekiştirme gerçek hayat ortamlarında uygulanabilir değildir.

 

DEHB’ li bütün öğrenciler özel eğitim hizmeti almalıdır. Çocuğun eğitimiyle ilgili önemli aksaklıklar ve bu konuda istek varsa özel eğitim gerekebilir.

 

DEHB’ li çocuklar davranışlarından dolayı sorumluluk almak yerine sadece özür dileyip bahane bulmayı öğreniyorlar. Tedavinin psiko-sosyal yönü bu tür sorunların önüne geçmek içindir. Psikolojik danışmanlar öğretmenler ve hekimler, çocuklara DEHB’in üzerinde çaba harcanması gereken zor bir durum olduğunu bir özür yada kabahat olmadığını öğretirler.

 

DEHB hayali bir rahatsızlıktır, aslında böyle bir hastalık yoktur. Yüzyılın başından beri yapılan araştırmalar, dürtü kontrolünde zorluk ve hiperaktivite gösteren bireylerin varlığını nesnel olarak göstermiştir.

 

DEHB’ li çocukları tümü öğrenme güçlüğüne sahiptir. DEHB’ li çocukların %10-33 ‘ü aynı zamanda öğrenme güçlüğüne sahiptir.

 

DEHB’ li öğrenciler normal sınıflarda öğrenim göremezler. Öğretmen uygun düzenlemeleri yapar ve sınıf süreçlerini yapılandırırsa, bu çocukların yarıdan fazlası normal sınıflarda öğrenim görebilir.

 

DEHB’ i olan çocuğun her istediği yapılmalıdır. Bu tür bir yaklaşım bu çocukların dürtüsel davranışlarını pekiştirmekten başka bir işe yaramaz.

 

DEHB tedavisinde kullanılan ilaçlar bağımlılığa yol açar. Bu ilaçların uygun kullanımı alışkanlığa yada bağımlılığa yol açmaz.

 

DEHB’in tedavisi için kullanılan ilaçlar zeka geriliği ve kısırlık yapar. Bu tür düşünceler bilimsel desteği olmayan görüşlerdir. Bu ilaçların çocukları genel olarak yavaşlattığına ilişkin araştırma bulguları olmakla birlikte zeka geriliği ya da kısırlık olması mümkün değildir.

 

Uyarıcı ilaçlar almanın DEHB’li çocuklarda kalıcı herhangi bir davranışsal ya da eğitimsel yarar sağladığını hiç bir araştırma göstermemiştir. Araştırmalar uyarıcı ilaçlarla yapılan tedaviden DEHB’li çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin fayda sağladığını göstermiştir.

 

Öğretmenler yeterince çaba gösterirlerse uyarıcı ilaçlardan daha etkili sonuçlar alınabilir. Çok modelli araştırmalar bu düşüncenin yanlış olduğunu göstermektedir.

 

Çocuklarda ya da yetişkinlerde DEHB’i teşhis etmek mümkün değildir. Bilim adamları henüz DEHB’in teşhisine yönelik tek bir test geliştirememiş olmasına rağmen, açık seçik tanılayıcı kriterler geliştirilmiştir.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


gorsel-dikkat-egitimi-01.jpg

18 Temmuz 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]

GÖRSEL DİKKATİ GELİŞTİREN OYUNLAR

Dikkat Kitapları: Çocuğun öğrenme becerisi ve dikkatini geliştirmek için hazırlanan kitaplardır. Bu kitaplar çocuğun yaşına ve gelişim seviyesine göre seçilmelidir.  

Labirent Oyunları: Kâğıt üzerine çizilmiş labirentin bir girişi ve birçok çıkışı vardır. Amaç girişten yolu takip ederek en az hata ile doğru çıkışı bulmaktır. Bu oyunun aşamalı olarak kolaydan zora doğru seviyeleri vardır.  

 Fark Bulma: Bu konuda daha önceden hazırlanmış çalışmalardan yararlanılabilir. Fark bulma egzersizleri, ayrıntıları çabuk fark etmeyi ve bulmayı, dikkati dar alanlarda iyi kullanabilmeyi sağlar. Birbirine benzeyen ama aralarında küçük farklılıklar bulunan iki resim gösterilir. Bunların arasındaki farkları çocuğun bulması istenir.

 Kamuflaj Resimler: Büyük bir resim içerisine gizlenmiş birçok resimden oluşur. Gizlenen bu resimleri bulmak gerekir.

  Harita Oyunları: Haritadan ülke, şehir, ilçe, kasaba, köy bulma ile ilgili oyunlardır. Oyunun hangi coğrafyada ve hangi özellikle ilgili oynanacağına karar verilir. Belirli bir süre içinde rakipler soruları cevapladıkça oyuna devam ederler.

  Resim Kopya Çalışması: Bakarak bir nesnenin resmini kopya etmektir. Resmin aynısını yapmaya çalışmaktır.

  Resmi Hafızada Tutup Çizme Çalışması: Bir resmi, görüntü karesini, nesneyi, pozisyonu belirli bir süre gözlemledikten sonra ayrıntılı bir şekilde hafızadan çizmeye çalışmaktır.

  Resmi Hatırlatma: Çocuğa bir dakika boyunca bir resim gösterilir. Daha sonra resim kapatılır ve o resimle ilgili sorular sorulur.

Ayrıntı Görme Oyunu: Bu oyunu oynamak için çocukla beraber çevrenin iyi görüldüğü bakış açısı geniş, yüksek bir yere veya tepeye çıkmak gerekir. Oyun evde oynanacaksa cama veya balkona çıkmak yeterlidir. Baktığınız yerden çocuğa, Ben bir minare görüyorum. Sen de görüyor musun? Benim gördüğüm yeşil arabayı sen de görüyor musun? gibi sorular sorulur. Çocuktan bu soruların cevabını bulması istenir. Çocuk bulamazsa ipucu verilir. Sonra soru sırası çocuğa geçer. Çocuk da sorar ve oyun bu şekilde devam eder.

  Adres Öğrenebilme, Gidilen Yolu Öğrenme Oyunu: Araba ile ailece bir yere giderken, çocuğunuz gideceğiniz yerin yolunun bilmiyorsa bu oyunu oynayabilirsiniz. Yola çıkarken; Haydi bakalım seninle bir oyun oynayacağız; bu oyun yol bulma

oyunudur. Giderken dikkat et ve yolu öğrenmeye çalış. Bakalım dönüşte yolu sen bulup, tarif edebilecek misin? denir. Yolun etrafındaki binaların, nesnelerin giderkenki görünüşü ile dönüşteki görünüşü farklıdır. O yüzden başta bunu çocuğa belirtmek gerekir.

Siz yada çocuğunuz dikkat eksikliği yaşamaktaysanız Sır Psikolojik Danışma Merkezini Ziyaret Edebilirsiniz[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


emdr-therapy-training-01.png

14 Temmuz 2018 Sır Psikoloji0

[vc_row][vc_column][vc_column_text]

EMDR nedir?

EMDR, İngilizce adıyla Eye Movement Desensitization and Reprocessing (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) olarak adlandırılan bir psikoterapi yönteminin kısaltmasıdır. EMDR terapisinin hem kısa sürede hem de kalıcı ve etkili terapi olmasının nedeni bir çok psikoterapi yöntemini sistematik bir alt yapı içerisinde kapsayan kompleks bir terapi olmasından kaynaklanmaktadır. Emdr terapisinde psikodinamik bilişsel davranışçı, yaşantısal, fizyolojik ve etkileşimsel terapi yaklaşımlarından yöntemler kullanılmaktadır. Terapi sürecinde sadece düşüncelere değil aynı zamanda da duygular beden duyumuna odaklanan bir terapi olması onu hem diğer terapilerden ayırmakta hemde güçlü kılmaktadır.

Beyin fizyoloik temelli bir sistemle her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu düşünce bedensel duyum imge ses ve koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir , bu deneyimle öğrenme gerçekleşir. Bireyin yaşamış olduğu durumlar travmatik ya da rahatsız edici olur ve yeni bir anı ağına entegre olamaz ise  deneyimi anlamlandırabilmek için anı ağlarıyla işlevsel bir bağlantı kuramaz ve öğrenme gerçekleşemez. Duygular düşünceler imgeler sesler beden duyumları yaşandığı haliyle depolanır , bugün yaşanılan bazı durumlar geçmişte yaşamış olunan anıları tetiklerse  kişi o anının bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir. EMDR ye göre yaşanan rahatsızlıkların nedeni işlev bozucu  işlenmeden depolanmış anıların şimdiki zamanda yaşanıyormuş  gibi hissedilmesidir.

Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı (EMDR bireyin baş edemediği ve bireyi rahatsız eden durumu bir travma olarak kabul eder)  günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler. . EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir. Bu kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. EMDR terapisi sonrasında  danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür.

Emdr kısa süreli terapiler grubundadır ve seansların süresi danışana ve danışanın yaşamış olduğu  onu rahatsız eden duruma bağlı olarak değişmektedir eğer danışanın tek bir travmatik anısı varsa görüşmeler ile 1-3 seans sürmektedir ve yapılan araştırmalarda hem etkili  hemde kalıcı olduğunu göstermektedir..

.EMDR şu problem türlerinde özellikle etkili olmaktadır; Cinsel Taciz, Tecavüz, Fiziksel Şiddet, Psikolojik Şiddet, Duygusal İstismar, Doğal Afetler, Aldatılma, Aldatma, Terkedilme,  vb.

  • Kompleks Travma ve Buna Bağlı Kişilik Sorunları
  • Depresyon
  • Kaygı Bozuklukları (Panik bozukluk, Yaygın Kaygı Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk vb.)
  • Fobiler ve Korkular (Sosyal Fobi, Yükseklik Korkusu, Uçak Korkusu, Agorafobi vb.)
  • Uzun Süren Yas
  • Kendilik Değer ve Özgüven Problemleri
  • Öfke ve Stres Yönetimi
  • Psikolojik Kökenli Fiziksel Rahatsızlıklar (Baş Ağrısı vb.)
  • Kilo Kontrolü ve Yeme Bozuklukları
  • Beden Algısı Bozuklukları

EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar.

EMDR Terapisti
Psk. Dan. Kübra ÖZTÜRK

 

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]


Sır Psikoloji

Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

Blog Yazıları

Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.