Blog

Sır Psikoloji

Blog

Psikoterapi-Nedir-ve-Kayseride-Nasil-Uygulanir.png

13 Ekim 2024 Sır Psikoloji

Hayatın karmaşıklığı ve beraberinde getirdiği zorluklar, pek çoğumuzun ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. İşte tam da bu noktada, psikoterapi adı verilen bir yöntem, içinde bulunduğumuz zorlu durumlarla başa çıkmamıza, kendimizi daha iyi anlamamıza ve hayat kalitemizi yükseltmemize yardımcı olabilecek güçlü bir araç olarak karşımıza çıkıyor.

Psikoterapi Türleri ve Yaklaşımları

Psikoterapi dünyası oldukça geniş ve çeşitlidir. Farklı ihtiyaçlara ve sorunlara yönelik olarak geliştirilmiş birçok psikoterapi türü ve yaklaşımı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Bilişsel davranışçı terapi (BDT): Bu yaklaşım, düşünceler, duygular ve davranışlar arasındaki ilişkiye odaklanır. Amaç, olumsuz düşünce kalıplarını belirleyip değiştirerek, daha sağlıklı davranışlar geliştirmektir.
  • Psikanalitik terapi: Bu yaklaşım, bilinçdışı süreçlerin ve geçmiş deneyimlerin şimdiki davranışlar üzerindeki etkisini inceler. Amaç, bilinçdışındaki çatışmaları çözerek, ruhsal sağlığı iyileştirmektir.
  • Varoluşçu terapi: Bu yaklaşım, bireyin özgürlük, sorumluluk ve anlam arayışı gibi temel varoluşsal konularla yüzleşmesine yardımcı olur. Amaç, kişinin kendi hayatının anlamını keşfetmesini ve daha otantik bir yaşam sürmesini sağlamaktır.
  • Humanistik terapi: Bu yaklaşım, bireyin öznel deneyimlerine, kişisel gelişimine ve potansiyeline odaklanır. Amaç, kişinin kendini gerçekleştirmesini ve daha doyumlu bir yaşam sürmesini desteklemektir.
  • Aile terapisi: Bu yaklaşım, aile içindeki iletişim ve etkileşim kalıplarını ele alır. Amaç, aile üyeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve sorunları çözmektir.
  • Çift terapisi: Bu yaklaşım, çiftler arasındaki iletişim sorunlarını, çatışmaları ve yakınlık eksikliğini ele alır. Amaç, ilişkiyi iyileştirmek ve daha sağlıklı bir bağ kurmaktir.
  • Grup terapisi: Bu yaklaşım, benzer sorunları yaşayan bireylerin bir araya gelerek birbirlerine destek olmalarını ve deneyimlerini paylaşmalarını sağlar. Amaç, ortak sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştirmek ve yalnızlık hissini azaltmaktır.

Psikoterapi Süreci

Psikoterapi süreci, genellikle şu aşamalardan oluşur:

  1. Değerlendirme: İlk seansta, terapist danışanın sorunlarını, geçmişini ve hedeflerini anlamak için detaylı bir değerlendirme yapar.
  2. Hedef belirleme: Danışan ve terapist birlikte, terapinin amaçlarını ve beklentilerini belirler.
  3. Müdahale: Terapist, danışanın sorunlarını ele almak ve hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için uygun teknikler ve yaklaşımlar kullanır.
  4. Değerlendirme ve sonlandırma: Terapi sürecinde düzenli olarak değerlendirmeler yapılır ve ilerleme kaydedilip kaydedilmediği gözlemlenir. Hedeflere ulaşıldığında veya danışan terapiye devam etmek istemediğinde, terapi süreci sonlandırılır.

Kayseri’de Psikoterapi Hizmetleri

Kayseri’de, farklı psikoterapi türlerinde hizmet veren birçok uzman ve kurum bulunmaktadır. Ruh sağlığı merkezleri, hastaneler, özel klinikler ve bağımsız çalışan terapistler, Kayseri halkına psikoterapi hizmeti sunmaktadır.

Psikoterapist seçerken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:

  • Uzmanlık alanı: Terapistin, danışanın sorunları konusunda uzmanlaşmış olması önemlidir.
  • Deneyim: Terapistin, psikoterapi alanında yeterli deneyime sahip olması gerekir.
  • Yaklaşım: Danışanın, terapistin kullandığı yaklaşımla uyumlu hissetmesi önemlidir.
  • Kişilik: Danışan ve terapist arasında iyi bir ilişki kurulması, terapinin başarısı için önemlidir.

Kayseri’de psikoterapi hizmeti almak isteyenler, öncelikle bir ruh sağlığı uzmanına başvurabilirler. Uzman, danışanın ihtiyaçlarını değerlendirerek, uygun bir terapist veya kurum önerebilir.

Psikoterapinin Faydaları

Psikoterapi, ruhsal sağlık sorunlarının tedavisinde ve kişisel gelişimde birçok fayda sağlayabilir. Bu faydalardan bazıları şunlardır:

  • Ruhsal sağlığı iyileştirme: Psikoterapi, depresyon, anksiyete, travma ve diğer ruhsal sağlık sorunlarının belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Kişisel gelişimi destekleme: Psikoterapi, özsaygıyı artırma, stres yönetimi, iletişim becerilerini geliştirme ve daha sağlıklı ilişkiler kurma gibi alanlarda kişisel gelişimi destekleyebilir.
  • Yaşam kalitesini artırma: Psikoterapi, kişinin daha mutlu, daha doyumlu ve daha anlamlı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.
  • Sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştirme: Psikoterapi, kişinin zorluklarla başa çıkma becerilerini geliştirerek, daha dirençli hale gelmesini sağlayabilir.
  • Kendini daha iyi anlama: Psikoterapi, kişinin kendi düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.

Psikoterapiye Başlama Kararı

Eğer ruhsal sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa veya kişisel gelişim hedefleriniz için destek arıyorsanız, psikoterapiye başvurmayı düşünebilirsiniz. Psikoterapi, hayatınızda olumlu değişiklikler yapmanıza yardımcı olabilecek güçlü bir araçtır.

İletişim

Eğer Kayseri’de psikoterapi hizmeti arıyorsanız, uzman bir ekip olarak size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız


Kayseride-Psikolojik-Destek-Almanin-Faydalari-1200x675.jpg

11 Ekim 2024 Sır Psikoloji

Kayseri’de psikolojik destek almak, bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına, kişisel gelişimlerini desteklemelerine ve daha sağlıklı bir ruh haline kavuşmalarına yardımcı olabilecek önemli bir adımdır. Günümüzün hızlı tempolu ve stresli yaşam koşulları, birçok insanın ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Bu noktada, bir uzmandan profesyonel yardım almak, kişinin iç dünyasını keşfetmesine, sorunlarıyla yüzleşmesine ve daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmasına olanak tanır.

Kayseri’de Psikolojik Destek Almanın Avantajları

Kayseri’de psikolojik destek almanın birçok avantajı vardır. Şehrin merkezi konumu, farklı semtlerden kolayca ulaşılabilen birçok psikolog ve terapi merkezine ev sahipliği yapmaktadır. Bu sayede, bireyler kendilerine uygun bir uzman bulma konusunda geniş bir yelpazeye sahip olurlar.

Kayseri’deki psikologlar, farklı terapi yöntemleri ve uzmanlık alanlarıyla hizmet vermektedirler. Bilişsel davranışçı terapi, EMDR, aile terapisi, çift terapisi gibi çeşitli yaklaşımlar, bireylerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmasını sağlar.

Psikolojik Destek Kimlere Faydalı Olabilir?

Psikolojik destek, herkese faydalı olabilir. Yaşamın herhangi bir döneminde, çeşitli zorluklar ve stres faktörleriyle karşılaşabiliriz. Bu zorluklar, bazen kendi başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz kadar büyük olabilir. İşte bu noktada, bir uzmandan yardım almak, hayatımızda pozitif değişiklikler yaratmamıza yardımcı olabilir.

Psikolojik destek alabilecek kişiler arasında:

  • Depresyon, anksiyete, panik atak gibi ruhsal sorunlar yaşayanlar
  • Travmatik bir olay yaşamış olanlar
  • İlişki problemleri yaşayanlar
  • Ailevi sorunlarla başa çıkmakta zorlananlar
  • İş stresiyle mücadele edenler
  • Özgüven eksikliği yaşayanlar
  • Kişisel gelişimine önem verenler

yer alabilir.

Psikolojik Destek Süreci Nasıl İşler?

Psikolojik destek süreci, genellikle bireyin bir terapistle ilk görüşmesiyle başlar. Bu görüşmede, terapist bireyin sorunlarını dinler, geçmişini ve mevcut durumunu anlamaya çalışır. Daha sonra, bireyin ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre bir tedavi planı oluşturulur.

Terapi seansları genellikle haftada bir kez yapılır ve her seans yaklaşık 50 dakika sürer. Seanslar sırasında, birey terapistle güvenli ve gizli bir ortamda sorunlarını paylaşır, duygularını ifade eder ve çözüm yolları arar. Terapist, bireye farklı teknikler ve yöntemler kullanarak destek olur, farkındalık kazanmasına ve olumlu değişiklikler yapmasına yardımcı olur.

Psikolojik destek sürecinin uzunluğu, bireyin ihtiyaçlarına ve sorunlarının karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. Bazı kişiler birkaç seans içinde olumlu sonuçlar alırken, bazıları için daha uzun bir süreç gerekebilir.

Kayseri’de Psikolojik Destek Hizmeti Veren Uzmanlar

Kayseri’de birçok deneyimli psikolog ve terapist, farklı alanlarda uzmanlaşmış olarak hizmet vermektedir. Bu uzmanlar, bireylerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturarak, onların daha sağlıklı bir ruh haline kavuşmalarına yardımcı olurlar.

Kayseri’de psikolojik destek hizmeti veren uzmanlar arasında:

  • Uzman Klinik Psikolog Serdar Avşar: Yetişkin terapisi, çift terapisi, aile terapisi, EMDR gibi alanlarda uzmanlaşmış bir isim. Kendisiyle +905522463276 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz.
  • Psikolog Berat Hazar: Bilişsel davranışçı terapi, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları gibi alanlarda deneyimli bir uzman.
  • Psikolog Elif Ünal: Çocuk ve ergen terapisi, oyun terapisi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi konularda uzmanlaşmış bir isim.

Bu uzmanlar, Kayseri’de psikolojik destek arayan bireyler için güvenilir ve etkili bir seçenek sunmaktadır.

Psikolojik Destek Almak İçin İlk Adımı Atın

Psikolojik destek almak, cesaret ve kararlılık gerektiren bir adımdır. Ancak, bu adımı atmak, hayatınızda olumlu değişiklikler yaratmanız için önemli bir fırsattır. Kayseri’de hizmet veren uzmanlardan destek alarak, zorlukların üstesinden gelebilir, kişisel gelişiminizi destekleyebilir ve daha mutlu bir yaşam sürebilirsiniz.


Kayseri-En-Iyi-Psikolog-e1698930385320.jpg

3 Kasım 2023 Sır Psikoloji

Birçoğumuz hayatın belirli dönemlerinde zorluklar yaşar ve bazen profesyonel yardım almak en iyi çözüm olabilir. Kayseri’de, psikolojik danışmanlık ve terapi alanında birçok seçeneğiniz var.

Ayrıca okuyun: Kayseri’de Psikologlar Arasında Yaratıcı Sanat Terapisi ve Uygulamaları

Kayseri’deki Psikolog Seçimi: Neden Önemli?

Sağlıklı bir zihin, mutlu ve dengeli bir hayatın temelidir. Kayseri gibi büyük bir şehirde yaşarken, stres ve yoğunlukla başa çıkmak için profesyonel destek almak gerekebilir. İyi bir psikolog seçmek, bu sürecin en kritik adımıdır. Psikologlar, duygusal, psikolojik ve sosyal zorluklarla başa çıkmak için gerekli becerileri ve deneyimi sunar. Ancak, herkesin ihtiyaçları farklı olduğu için doğru psikologu bulmak kişisel bir süreçtir.

Psikolog seçerken dikkat edilmesi gerekenler

Psikolog seçerken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır:

  • Uzmanlık alanları: Psikologların farklı uzmanlık alanları olabilir. Örneğin, bazıları aile danışmanlığı yaparken bazıları anksiyete veya depresyon konusunda uzman olabilir.
  • Deneyim ve eğitim: Psikologun eğitimi ve kaç yıldır bu alanda çalıştığı önemlidir.
  • Yaklaşım ve metodlar: Her psikolog farklı terapi yöntemleri kullanır. Sizin için en uygun olanını bulmak önemlidir.
  • İletişim ve empati: Psikologunuzla rahat iletişim kurabilmek ve kendinizi anlaşılmış hissetmek önemlidir.

Kayseri’de Öne Çıkan Psikologlar

Şimdi, Kayseri’de öne çıkan bazı psikologlara ve onların uzmanlık alanlarına göz atalım:

  1. Klinik. Psk. Serdar AVŞAR
    • Uzmanlık alanı: Aile ve Çift Terapisi
    • Yaklaşım: Bütüncül ve Çözüm Odaklı
    • Deneyim: 15 yıl üzerinde
  2. Klinik Psk. Esma AVŞAR
    • Uzmanlık alanı: Anksiyete ve Stres Yönetimi
    • Yaklaşım: Bilişsel Davranışçı Terapi
    • Deneyim: 10 yıl

Kayseri’deki psikologlarla ilk görüşme

İlk görüşme, psikologunuzla tanışmak ve süreç hakkında bilgi almak için önemli bir adımdır. Bu görüşmede, kendinizi rahat hissetmeye çalışın ve beklentilerinizi açıkça ifade edin. Ayrıca, psikologunuzun çalışma tarzı, seans süresi ve ücretleri hakkında bilgi almayı unutmayın.

Kayseri Psikolog Seans Ücretleri

Kayseri’de psikolog seans ücretleri, psikoloğun deneyimi, uzmanlık alanı ve sunulan hizmetin türüne göre değişebilir. Genel olarak, seans başına ortalama ücretler şu şekildedir:

  • Bireysel terapi: 150 – 300 TL arası
  • Çift ve aile terapisi: 200 – 400 TL arası
  • Çocuk ve ergen terapisi: 150 – 250 TL arası

Ücretlerin belirlenmesindeki faktörler

Psikolog seans ücretlerini etkileyen bazı faktörler şunlardır:

  • Psikologun deneyimi ve eğitimi: Daha deneyimli ve iyi eğitimli psikologlar genellikle daha yüksek ücret talep edebilir.
  • Terapi türü ve süresi: Terapi türüne ve seans süresine göre ücretler değişiklik gösterebilir.
  • Konum: Şehrin belli bölgelerinde psikolog ücretleri daha yüksek olabilir.

Psikoterapinin faydaları

Psikoterapinin sağladığı faydalar saymakla bitmez, ancak bazı önemli yararları şunlardır:

  • Duygusal dengeyi sağlama ve stres yönetimi
  • İlişkilerde daha sağlıklı iletişim becerileri kazanma
  • Kişisel farkındalık ve kendini geliştirme
  • Depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunlarla başa çıkma

Ayrıca okuyun: Psikolojik Danışmanlıkta İyi Olma Hali ve Kayseri’deki Uygulamalar


b11f68acec94fa5f8b0dbdd85e993528.jpg

3 Mart 2023 Sır Psikoloji

 

Deprem sonrası psikolojik destek, deprem gibi doğal afetlerin etkilerinden kurtulmakta zorlanan insanlara verilen yardım ve hizmetlerin bir parçasıdır. Deprem sonrası psikolojik destek, depremin yol açtığı fiziksel ve sosyal yıkımın yanı sıra insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla da ilgilidir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Hizmetleri

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, acil yardım aşamasından itibaren başlar ve sürekli olarak devam edebilir. Bu hizmetler, deprem sonrası insanların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştır ve aşağıdaki şekillerde sağlanabilir:

  1. Acil yardım: Deprem sonrası ilk saatler ve günler içinde, insanlar acil yardıma ihtiyaç duyarlar. Bu dönemde, hayatta kalmak için gerekli olan temel ihtiyaçlar karşılanmalıdır. Ayrıca, insanlar deprem sonrası yaşadıkları duygusal stres ve travmayı da hemen hissedebilirler. Acil yardım hizmetleri, insanların bu duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için ilk müdahaleyi sağlar.
  2. Danışmanlık hizmetleri: Deprem sonrası, insanlar yaşadıkları travma ile başa çıkmakta zorlanabilirler. Danışmanlık hizmetleri, insanların yaşadıkları zorluğu anlamalarına, duygusal yaralarını iyileştirmelerine ve hayatlarına yeniden adapte olmalarına yardımcı olabilir.
  3. Grup terapisi: Grup terapisi, deprem sonrası insanların benzer durumlar yaşayan kişilerle bir araya gelerek duygusal yüklerini paylaşmalarına ve birbirlerine destek olmalarına yardımcı olabilir. Bu, insanların yalnız hissetme riskini azaltır ve topluluk içinde yeniden bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir.
  4. Aile terapisi: Deprem sonrası, ailelerdeki bireyler birbirlerine destek olabilir veya aile içi gerilimler artabilir. Aile terapisi, aile üyelerinin deprem sonrası travmayı birlikte ele almasına yardımcı olabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Nedir?

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden sonra insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olabilir ve onların yaşamlarını yeniden kurmalarına yardımcı olabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Ayrıca, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, bireylerin ve toplumların depreme hazırlıklı olmalarını ve gelecekteki doğal afetlere daha iyi bir şekilde yanıt vermelerini sağlayacak önleyici tedbirleri de içerebilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra, afetten etkilenen kurtarma çalışanları, sağlık çalışanları, polis ve itfaiye personeli gibi acil durum görevlileri için de geçerlidir. Bu kişiler, afet sırasında gördükleri travmanın yanı sıra, kurtarma çalışmaları sırasında insanların acılarını gözlemlemenin etkileriyle de başa çıkmak zorunda kalabilirler.

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar. Bu hizmetler, acil yardım aşamasından itibaren başlayarak, bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri ve aile terapisi gibi farklı formlarda sağlanabilir.

Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, insanların yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olmak için birçok farklı yaklaşımı içerebilir. Bu yaklaşımlar arasında bireysel ve grup terapileri, danışmanlık hizmetleri, aile terapisi, sosyal destek programları, eğitim ve bilgilendirme programları gibi çeşitli yöntemler yer alır.

Bireysel terapi, depremzedelerin bir danışmanla bir araya gelerek yaşadıkları duygusal stresi, travmayı ve kaygıları ele almalarına yardımcı olur. Grup terapisi, depremzedelerin bir araya gelerek benzer deneyimleri paylaşmalarını ve birbirlerine destek olmalarını sağlar. Aile terapisi, deprem sonrası aile dinamiklerindeki değişimlerle başa çıkmaya yardımcı olur ve aile üyelerinin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmalarını sağlar.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Sonuç olarak, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, farklı kişilere ve gruplara yönelik olarak çeşitli şekillerde sağlanabilir. Bu hizmetler, depremzedelerin ve kurtarma çalışanlarının yaşadığı duygusal stres ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olur ve onların yeniden sağlıklı bir şekilde hayata dönmelerini sağlar.

  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen insanların sağlıklı bir şekilde iyileşmelerini sağlamaya yöneliktir. Bu hizmetler, insanların deprem sonrası yaşadıkları kayıplar, travmalar, stres ve kaygı gibi duygusal sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olur.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı seviyelerde ve farklı tiplerde sağlanabilir. Örneğin, birinci basamak sağlık hizmetleri, acil servisler ve ilk müdahale birimleri depremden etkilenen insanların psikolojik ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunabilir. İkinci basamak sağlık hizmetleri, psikologlar, psikiyatristler ve diğer zihinsel sağlık uzmanlarından oluşan ekipler tarafından sunulan daha uzmanlaşmış hizmetlerdir.
  • Deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremzedelerin yanı sıra kurtarma çalışanlarına da yöneliktir. Kurtarma çalışanları, deprem bölgesinde kurtarma ve yardım çalışmaları yürütürken de büyük bir stres altındadırlar ve çoğu zaman depremden etkilenen insanların acil psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalırlar.
  • Deprem sonrası ücretsiz psikolog hizmetleri, farklı kültürlerde ve topluluklarda farklı şekillerde sunulabilir. Örneğin, bazı topluluklar için grup terapisi ve sosyal destek programları daha uygunken, diğer topluluklar için bireysel terapi daha iyi olabilir. Bu nedenle, deprem sonrası psikolojik destek hizmetleri, depremden etkilenen toplulukların kültür, inanç ve ihtiyaçlarına uygun şekilde tasarlanmalıdır. Online psikolog desteği de günümüzde bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır

Doğal Afetlerin Yol Açtığı Psikolojik Etkiler

Doğal afetlerin yol açtığı psikolojik etkilerin azaltılması için birçok tedbir alınabilir. Bu tedbirler arasında şunlar yer alabilir:

  1. Psikolojik danışmanlık: Deprem sonrasında insanlar stres, kaygı, korku ve diğer psikolojik problemler yaşayabilirler. Psikolojik danışmanlık hizmetleri bu insanlara yardımcı olabilir ve psikolojik yaraların iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.
  2. Topluluk desteği: Deprem sonrasında insanların birbirleriyle iletişim kurması ve destek sağlaması önemlidir. Bu desteği sağlamak için topluluk etkinlikleri, dayanışma kampanyaları ve psikolojik destek grupları düzenlenebilir.
  3. İletişim: Deprem sonrası insanların haber almak için birçok kaynağa ihtiyaçları olabilir. Bu nedenle, iletişim hatlarının açık kalması ve güvenilir bilgilerin sağlanması önemlidir.
  4. Güvenli ve rahatlatıcı ortamlar: Deprem sonrası insanların güvenli ve rahatlatıcı bir ortamda olmaları önemlidir. Bu ortamlar, insanların kaygılarını azaltmalarına ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olabilir.
  5. Fiziksel aktivite: Deprem sonrasında fiziksel aktivite yapmak, insanların stres ve kaygılarını azaltmalarına yardımcı olabilir. Yürüyüş, yoga ve meditasyon gibi aktiviteler, insanların zihinsel sağlıklarını korumalarına ve iyileştirmelerine yardımcı olabilir.
  6. Uyumak: Deprem sonrası insanların uyku düzenleri bozulabilir. İnsanların sağlıklı bir uyku düzeni korumaları, psikolojik sağlıklarını korumalarına yardımcı olabilir.
  7. Profesyonel yardım: Deprem sonrası insanların psikolojik sorunları çok ciddi olabilir. Bu durumda, profesyonel yardım almaları önemlidir. Psikiyatristler ve psikologlar, insanların psikolojik yaralarının iyileştirilmesine yardımcı olabilirler.

Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Psikolojik ilk yardım, afetlerden etkilenen insanlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmek için tasarlanmış bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, afet sırasında, hemen sonrasında veya birkaç gün sonra uygulanabilir. Psikolojik ilk yardım, afetlerin psikolojik etkilerini azaltmaya yardımcı olur ve insanların afet sonrası stres bozukluğu gibi daha ciddi zihinsel sağlık sorunları geliştirme riskini azaltabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), bir afet sonrasında ortaya çıkabilen ciddi bir zihinsel sağlık sorunudur. Deprem gibi afetler, insanların hayatlarını tamamen değiştirebilir ve sonrasında stres ve kaygı gibi duygusal tepkilere neden olabilir. Bu tepkiler zamanla geçmezse, TSSB gelişebilir.

TSSB, sıkıntı verici hatıralar, kabuslar, uykusuzluk, hiperaktivite, panik ataklar, yıkım, kayıp, hayatta kalma suçu gibi semptomlarla kendini gösterir. TSSB semptomları, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve insanların sosyal ilişkilerini bozabilir.

Deprem Sonrası Psikolojik Destek Yöntemleri

Deprem sonrası psikolojik destek, psikolojik ilk yardımın yanı sıra bir dizi diğer yöntemleri de içerir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Bireysel terapi: Psikologlar ve psikiyatristler, afetlerden etkilenen insanlara bireysel terapi sağlayabilirler. Terapi, insanların zorluklarla başa çıkma becerilerini geliştirmelerine ve TSSB semptomlarını azaltmalarına yardımcı olabilir.
  • Grup terapisi: Deprem sonrası destek grupları, insanların benzer zorluklarla karşılaşanlarla bir araya gelmelerine denir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

Travma sonrası stres bozukluğu, bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu ciddi bir travma sonrasında ortaya çıkan bir tür anksiyete bozukluğudur. Deprem, savaş, doğal afetler, saldırılar veya ciddi bir kaza gibi olaylar, travma sonrası stres bozukluğunun en yaygın nedenleridir.

Bu bozukluğun belirtileri, kişinin yaşadığı travmatik olayın etkisiyle ortaya çıkar. Belirtiler şunlar olabilir:

  • Yineleyen kabuslar ve kötü anılar
  • Uyku sorunları
  • Ani sinirlilik ve öfke nöbetleri
  • Aşırı endişe ve korku
  • Olayın yinelenen düşünceleri ve hatıraları
  • Yalıtılmışlık ve depresif hisler

Travma sonrası stres bozukluğu olan insanlar, genellikle olayla ilgili durumlardan kaçınmaya çalışırlar ve olayın yaşanmasından sonra hayatlarında iş ve sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşayabilirler.

Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerin tedavisi, uzun sürebilir ve birkaç farklı terapi türü içerebilir. Psikoterapi, özellikle bireysel terapi, tedavi sürecinde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca, bazı ilaçlar da semptomları hafifletmek için kullanılabilir. Kayseri psikolog kliniklerine başvurarak destek alabilirsiniz

Kayseri Deprem Sonrası Psikolojik Destek

Deprem sonrası psikolojik destek, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde olduğu gibi, psikolojik ilk yardım gibi bazı temel ilkeleri de içerir. Bu ilkeler, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  1. Güvenli bir ortam sağlamak: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilere güvenli bir ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bu, acil durumlar sırasında barınak, yiyecek, su ve diğer temel ihtiyaçlar gibi pratik desteği içerir. Ayrıca, insanlarla duygusal olarak bağlantı kurmayı, onları dinlemeyi ve onlara rahatlatıcı bir ortam sağlamayı da içerir.
  2. Yardım arama: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin yardım aramasını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu, farkındalık yaratmak, kaynakları ve yardım hatlarını tanıtmak ve insanların kendilerine veya başkalarına yardım almalarına yardımcı olmak gibi şeyleri içerebilir.
  3. Bağlantı kurma: Deprem sonrası psikolog destek, kişilerin birbirleriyle bağlantı kurmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, insanların birbirleriyle konuşmasına, destek gruplarına katılmasına ve benzer deneyimleri paylaşmasına yardımcı olmayı içerir.
  4. Bilgi verme: Deprem sonrası psikolog desteği yada psikyatrist desteği , kişilere bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Bu, acil durumların etkileri, kurtarma operasyonları, sağlık hizmetleri, ilaçlar, psikoterapiler ve diğer kaynaklar hakkında bilgi sağlamayı içerir.
  5. Çevre düzenleme: Deprem sonrası psikolojik destek, kişilerin çevrelerini düzenlemelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, bir oda düzenlemesi veya kişisel eşyaların yeniden düzenlenmesi gibi pratik destekleri içerebilir.
  6. Güvenli bir yer sağlayın: Deprem sonrası kişilerin güvende hissetmesi önemlidir. Eğer mümkünse, güvenli bir yer sağlanmalı ve kişilere barınacakları bir yer verilmelidir.
  7. Psikolojik destek hizmetleri sunun: Deprem sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler için psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Bu hizmetler, bir psikolog veya psikiyatrist tarafından verilebilir. Kayseri Ücretsiz psikolog desteği için psikolog klinikleri aramalarında Sır Psikolojiye başvurabilirsiniz
  8. Toplumda farkındalık yaratın: Deprem sonrası stres bozukluğu hakkında toplumda farkındalık yaratmak, insanların bu durumu daha iyi anlamasına ve buna nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmelerine yardımcı olur.

 

Kayseri Deprem Sonrası Ücretsiz psikolog Destek Hizmetleri Hakkında Daha Fazla Bilgi Almak İçin Tıklayınız.

 



18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



Sır Psikoloji

İLİŞKİ PUSULASI


Kayseri Evlilik ve İlişki Danışmanlığı

İkili ilişkiler hayatımızın büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Karşı cinsle olan ilişkimiz çocukluk döneminden itibaren cinsiyet ayrımını yaptığımız süreçten başlayarak hayatımızın her döneminde yer almaktadır. Ancak ikili ilişkiler konusunda sahip olunan yanlış görüşler ve tutumlar çoğu zaman bizi ilişki içerisinde bir bilinmeze sürükler ve ilişkilerimizin kalitesini düşürür.

Neredeyse 10 insandan 9’u farklı kaynaklardan ilişkisini nasıl iyiye götürebileceğine ilişkin araştırmalar yapar. Bulduğu sonuçlar doğrultusunda farklı yöntemleri ilişkisinde dener. Maalesef ki bu denemelerin birçoğu ilişkileri ileri götürmezken bazı ilişkilerde farklı problemlere de zemin oluşturur. Bu yazımızda sizlerle ilişki pusulası olacak nitelikte bilgiler vereceğiz.

Vereceğimiz bilgiler ilişkileriniz için sihirli değnek dokundurmak gibi olmayacak. İlişkinizde kendinizi ve eşinizi değerlendirmenize yardımcı olacak. İşte ilişkiler için öneriler…

Kıyaslama Yapmaktan Kaçının

Her ilişki kendi içerisinde farklı dinamiklere sahip bir yapıdadır. Farklı çiftler farklı aktiviteleri yapmaktan keyif alırlar. İlişkilerinizi ya da hayatınızı bir başkasının ilişkisi ve hayatı ile kıyaslamak hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Ayrıca kıyaslama konusunda zaman çok etkin bir elemandır.

Karşınızdaki ilişkinin mutlu bir anı ile kendi ilişkinizi kıyasladığınızda sizi sorgulama yapmaya iterken, karşınızdaki ilişkinin problemli bir anında yaptığınız kıyaslama size ilişkinizin mükemmel olduğunu düşündürtebilir. Bu nedenle kıyaslama yapmak yerine ilişkilerinizde dönem dönem değerlendirmeler yapmak daha faydalı olacaktır.

İlişkiler Peri Masalı Değildir

Kadın – erkek ilişkilerini özellikle birçok kadın gözünde bir peri masalı gibi değerlendirir ve yaşanılan ilk aksi durumda neye uğradığını şaşırır. Çocukluğunuzdan beri hayalini kurduğunuz büyülü aşk hikayesinin içerisinde neşe kadar kederi de barındırdığını unutmamalısınız. Yaşadığınız ilişkinin gerçek hayatın bir parçasını olduğunu unutmamak hem ilişkilerinizin bağlarını güçlendirir hem de ilişki esnasında hayal kırıklıkları yaşamanızın önüne geçer.

Partnerinizle Ortak Zevkler Belirleyin

Birçok insan ilişkisinin mükemmel olmasını istemektedir. Ancak bunun için çaba sarf etmemektedir. Gündelik hayat rutininde zaten yorulan kişiler ilişkilerinde çaba sarf etmekten kaçınmaktadır.

Bu durumda ilişkilerin istendiği kadar sağlıklı ilerleyememesine yol açmaktadır. Partneriniz ile ortak zevkler belirlemek gün bitip eve gitme saatiniz geldiğinde sizi heyecanlandıracak ve zamanlarınızın daha dolu geçmesini sağlayacaktır.

Partneriniz Sizin Zihninizi Okuyamaz

İlişki esnasında hem kadınların hem de erkeklerin en sık yaptıkları hata karşı tarafa hiçbir şey söylemeden sıkıntısının anlaşılmasını istemektedir. Ancak karşınızda ki insanın doğa üstü güçleri olmadığı için siz anlatmadığınız sürece sizin problemlerinizin ne olduğunu anlaması mümkün değildir. Böyle anlarda problemleriniz çözüme kavuşamayacak hatta daha da büyük bir hal alacaktır. Bu nedenle ilişki anında yaşadığınız problemleri mutlaka partneriniz ile paylaşmanız gereklidir.

İlişkinizi Acele Yaşamanıza Gerek Yok

Özellikle ülkemizde birçok insan ilişkilerinde kendini başkalarına ispat etme gerekliliği duymaktadır. Bu nedenle de ilişkisini birçok yönden tam olarak tartmadan acele kararlar vermektedir. Ancak yapılan araştırmalara göre geç yaşta evlenmek ilişkilerin kalitesi üzerinde olumsuz değil aksine olumlu etkiler yaratıyor.

Uzmanlar çiftlerin evlilik öncesinde her şeyi tam olarak ölçmeleri gerektiğini belirtiyor. Unutmayın ilişkiler insanların yarıştığı bir alan değildir. İlişki başarısı insanlara hiçbir şeyi ispat etmeniz anlamına gelmez. Bu nedenle ilişkinizde aceleden kaçınmanız gereklidir.

Önce Kendinizle Barışık Olun

İnsanların başka insanları hayatlarına almalarında ki en temel etken sevgi dolu bir beraberliği paylaşmaktır. Günümüzde özellikle birçok kadın hayatına alacağı erkeği tercih ederken her konuda kendini ispat etmiş erkekleri tercih etmek istemektedir. Hayatındaki erkekle övünmek onunla ön planda olmak istemektedir.

Oysa hayatta kendi başarılarına inanmayan ve ilişkisinde kendini geri plana atan insanlar çoğu zaman kaliteli ilişkiler yaşayamamaktadır. Bu nedenle ilişkilerinizde mutlaka kendinizle barışık olun ve kendinizi tatmin edecek alanı mutlaka sağlayın.

Çevrenizdeki İnsanların Fikirleri İlişkinizi Yönetmesin

İlişkiler konusunda toplumumuzda en sık yapılan bir diğer hata ise çevredeki insanların görüşlerine ilişki içerisinde çok fazla yer verilmesidir. İlişkinizle ilgili ya da hayatınızla ilgili alacağınız kararlarda üçüncü kişilere danışmak sizin ve ilişkiniz açısından yıpratıcı olacaktır.

İlk olarak karşınızdaki insan sizin gerçekten neye ihtiyacınız olup olmadığını bilemez, ikinci olarak ise başka insanlar sizin ilişkinize yorum yaparken kendi ilişkilerine nazaran daha olumsuz ve yıkıcı olacaktır. Üçüncü kişiler her zaman ilişkinizdeki olumsuz durumları görmeye daha meyillidir.

İlişkilerinizde Korkulara Yenik Düşmeyin

Her zaman hayattan ne istediğini bilen insanlar daha mutlu beraberliklere imza atarlar. İlişkilerde altın kural geçmişte yaşanmış olaylardan ders çıkarmak ve bu durumu ilişkinin ilerleyen süreçlerine taşımamaktır.

İlişki içerisinde eğer geçmişten taşıdığınız korkular var ise bu sizin ilişkide artık eskisi gibi olmamanıza ve kendiniz gibi davranmamanıza sebep olur. Bu durum ilişkinizde yaşanan olumsuz süreçlerin daha çok yayılmasına neden olmaktadır.

Partnerinizi Önemsediğinizi Hissettirin

İnsanlar birbirinden farklı duygu, düşünce ve zevklere sahiptirler. İlişkinin temel amacı tüm duygu ve düşüncelerde ortak amaçları yaşatmak değildir. Aksine ilişkilerde yaşanılan farklılıklar ilişkilerin daha zengin ve çok yönlü olmasını sağlamaktadır.

Kadınlar her zaman özel olduklarını hissetmek isterler. İşte tıpkı bu mantıkla sizde partnerinizin ilişki esnasında özel olduğunu hissettirin. Farklı fikirlere sahip olsanız ve zıtlıklar yaşasanız da asıl önemli olanın o olduğunu her zaman sağlayın. Farklılıklarla ilişkinizi ilerletebilmeniz ilişkinizin sağlam temellerinin bir göstergesi olacaktır.

Sevgiliden Önce Arkadaş Olun

Uzun süreli ilişkiler incelendiğinde genellikle temelinde sağlam bir arkadaş ilişkisi olduğu gözlemlenmiştir. Hayat uzun bir yol insanlar yanlarında götürdükleri partnerleri ile her türlü sıkıntı ve sevinci paylaşmak ister. Bu nedenle ilişkilerde en sağlam temeller sağlam arkadaşlıklar ile kurulur. Eğer en yakın arkadaşınız aynı zamanda partneriniz ise mutlu bir ilişki içerisindesiniz demektir.

İlişkilerin Değerini Para İle Ölçmeyin

oplumuzda “zengin koca” diye bir terim bulunmaktadır. İnsanlar genellikle zengin bir eşe sahip olduklarında hayatlarına dair tüm aşamaları tamamladıklarını düşünürler. Ancak ikili ilişkilerde ilişkinizi değerlendirirken bir süre sonra paranın ilişkiniz için bir değer yargısı olmadığını fark edeceksiniz.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki para ile ilişki uzunluğu ve kalitesi arasında herhangi bir tatminlik bağlantısı kurulamıyor. Bu nedenle ilişkinizi sadece maddiyat üzerine kurmayın.

Mükemmeli Aramak Sadece Sizi Yorar

Günümüzde insanlar arasında yaygın olan “Daha iyisini bulabilirim”, “Daha mükemmelini yaşayabilirim”, “Ben en iyisine layığım” gibi düşünceler mutsuz ilişki sayısını arttırıyor. Hiçbir ilişki içerisinde mükemmelliği barındırmıyor.

İlişkileri mükemmel yapan en temel etken insanların ilişki içerisinde karşılıklı olarak birbirlerinin hatalarını tolere edebiliyor olmaları. Her an sizinle aynı fikirde olacak ve sizi mutlu edecek birini aramak yerine her durumda birbirinizi anlayabileceğiniz birini aramak sizi daha çok mutlu edecektir.

İnsanlar hep mükemmel ilişkinin peşindedirler ve bunu ararken kendilerinde hiçbir kusur olmadığını düşünürler. Oysa bu en büyük yanılgıdır. Ayrıca çiftlerin ilişkilerde gelecek değil geçmişe bağlı olmaları da ilişkilerin bozulmasına sebebiyet verir.

Tabi ki ilişkiler için geçmişte sağlam temeller atmak önemlidir. Ancak ilişkinin sağlam bir geleceğinin olabilmesi için de mutlaka her an ileriye dönük düşünmek ve planları geleceği düşünerek kurgulamak gereklidir. Sizde yaşadığınız ilişkilere gerçekçi bir şekilde yaklaşıp partnerinizle mutlu bir birliktelik sürdürebilirsiniz.

RANDEVU ALIN..

RANDEVU MAİL:






    İsminiz

    E-mail Adresiniz

    Doktor Tercihiniz

    Tarih

    Düşünceleriniz



    couple-doing-family-therapy-1200x800.jpg

    18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



    Sır Psikoloji

    STRATEJİK YÖNTEM


    Kayseri Aile ve Çift Terapisi

    Evlilik terapisi, aile terapisi veya çift terapisi birbirleri ile yakın kavramlar olup aile içerisinde ve toplumda çiftlerin kurdukları yakın ilişkileri inceler ve destekler.

    Toplumumuzda insanlar evliliklerinin her zaman kusursuz olmasını isterler. İyi evlilikler elbette ki mümkündür ancak, kusursuz evlilikler mümkün değildir. İlişkilerin çoğu kusursuz bir başlangıca sahip olsa da ilişkiler uzun bir yolculuktur ve bu yolculukta zaman zaman inişler, çıkışlar mevcut olacaktır.

    Aile terapileri, çift terapilerinin amacı ilişkinizde inişler, çıkışlar, virajlar yorgunluklar, yanlış anlamalar olsa da ilişkinizi tüm bu problemlere karşı hazırlıklı hale getirmektir. İlişki rotanızın daha güvenli bir şekilde ilerleyebilmesi için terapiler sizlere adeta bir tampon noktası oluşturur ve karşılaşacağınız problemleri en az zararla atlatmanızı sağlar.

    Evlilik Terapisi Nedir?

    Evlilik terapisinin anlamını net olarak oturtabilmemiz için ilk olarak evlilik kavramının tanımını net bir şekilde bilmemiz gereklidir. İlk olarak evlilik sadece düğün ile hayatını iki insanın birleştirmesi ve aynı ev içerisinde yaşaması değildir. Evlilik iki insanın ortak amaçlar doğrultusunda birlikte ihtiyaçlarını doyuma ulaştırması ve ortak bir hayat yapısı inşa etmesidir.

    Evlilik insanların hayatı birbirlerine kolaylaştırmalarıdır. Aksi durumda evlilik içinden çıkılmaz bir hal alır ve her iki taraf için de yıpratıcı bir süreç başlar. Toplumumuz da bizlere hep evlilik içerisinde belirli roller biçildiğini görürüz ve evlendiğimizde bu rolleri taklit ederiz. Ancak her insanın karakteri ve evlilikten beklentileri birbirinden farklıdır.

    Bu nedenle evlilikte oluşacak roller ve görev paylaşımları birbirinden farklı olacaktır. Bu nedenle evliliğinize belirli kalıpları uygulamak için değil kendi düzeninizi oluşturmak için başlamanız gereklidir.
    Evlilik sürecinde karşınıza çıkan içinden çıkılmaz durumlarda ya da gözle görülmeyen ama çözümü de olmayan problemlerde hemen “gemileri yakmak”, pes etmek yerine çözüm yolları aramanız gereklidir. Bu noktada da devreye evlilik terapisi girmektedir. Evlilik terapilerine tek ya da eşinizle birlikte katılabilirsiniz. Ancak ilişkiye dair problemlerin daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşması için eşinizle katılmanız önerilir.

    Çift terapisine başvurulması gereken durumlar şöyledir:
    İlişkinizde sürekli aynı kavgaları ediyor ve çözüm noktasında hiçbir aşama kaydedemeyip, aynı kısır döngüyü sürekli yaşıyorsanız.
    İlişki içerisinde kendinizi değer görmeyen kişi gibi görüyorsanız.
    Kendinizi ilişki içerisinde mutlu hissetmiyorsanız.
    İlişkinize dair her şeyi denediğinizi ve artık hiçbir çıkar yol kalmadığını düşünüyorsanız.
    Bu ve benzer durumları yaşayan çiftlerin sağlıklı bir şekilde ilişki sürdürebilmek için evlilik terapisi görmeleri gereklidir.
    Stratejik Aile ve Çift Terapisine Kimler Katılabilir?
    Aile ve çift terapisine katılmak için illa evli olmanız gerekli değildir. Çift terapisine:
    Evlilik öncesi çiftler
    Yeni evli çiftler
    Küçük çocukları olan çiftler
    Ergen çocukları olan çiftler
    İleri yaştaki çiftler
    Katılabilir.

    Evlilik Öncesi İlişki Terapisi

    Yukarda da belirttiğimiz gibi çift terapilerine katılabilmeniz için illa evli olmanıza gerek yoktur. Evlilik kararı almak üzere olan birçok çift ya da sevgililer de çift terapilerine katılabilmektedir. Evlilik olgusu insanlar için aşılması güç bir süreci temsil etmektedir.

    Bu nedenle çiftler genellikle evlilik kararı alırlarken zorlanmakta ve bu süreçte tökezlemektedirler. Evlilik öncesi çift terapisi sayesinde evliliğe giden yolda aklınıza takılan soruları cevaplandırabilir, kendinizi ve partnerinizi bu süreçte daha iyi tanıyıp daha iyi anlayabilirsiniz.

    Ayrıca evlilik öncesi çift terapisi sayesinde yol arkadaşınız ile ilişkinizin geleceği hakkında daha net düşüncelere sahip olabilir ve gitmek isteyeceğiniz rotayı kolaylıkla belirleyebilirsiniz.

    Evlilik öncesi ilişki terapisi sayesinde çiftler ilerleyen dönemlerde ilişkilerinde karşılarına çıkabilecek zorluklar ve olumsuzluklarla başa çıkmayı ve mutlu ilişkiye dair bilmediklerini öğrenmeyi hedeflerler.

    Yeni Evli Çiftler İçin Evlilik Terapisi

    Özellikle evliliğin ilk yılları sağlam bir ilişki temelleri oluşturmak için bir hayli önemlidir. İki insanın aynı evde yaşamaya alışması, evliliğe ve evlilikte kişilere düşen görevlere alışma süreci, çevre faktörleri, eşinin ailesi ile anlaşma kaygısı gibi zorluklar bu süreçte yaşanır. Birçok çift evliliğin ilk dönemlerinde bu gibi problemleri aşamadıkları için boşanma noktasına gelirler.

    Son yıllarda hayatımızda birçok şeyi hızlı tüketmeye ve tek kullanımlık olarak kullanmaya alıştığımız için maalesef ilişkilerimizde de bu problemleri yaşıyoruz. Tutkulu bir aşk ve sevgi içerisinde olan gençler ilk olarak evlilik konusunda ailelerini ikna etmek için çokça çaba gösteriyor, sonradan ise evliliklerinde yaşadıkları ilk problemde pes ederek boşanma yolunu tercih ediyor. Çoğu yeni evli çift için yıkıcı olmak yapıcı olmaktan çok daha kolay geliyor.

    İnsanların çoğunun sahip olduğu “zamanla düzelir” düşüncesi çiftler üzerinde daha da yıkıcı bir etki yaratıyor. Çünkü hiçbir şey zamanla düzelmiyor, aksine zamanla daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu nedenle ilişkinin başında olan çiftlere çözemedikleri problemler karşısında çift terapisi almaları öneriliyor.

    Küçük Çocukları Olan Çiftler İçin Evlilik Terapisi

    Anne – baba olmak ilişki içerisindeki rollerin büyük bir hızla değişmesine neden oluyor. Özellikle ilk kez anne olan kadınlar çevreleriyle tüm iletişimlerini keserek sadece çocuklarına odaklanmak istiyor. Ancak bu yeni durum bilinçli bir şekilde yaşanmazsa ilişkinin gidişatı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.

    Çocuğun gelecekte nasıl bir yol çizeceği, çocuk yetiştirme esnasında yaşanan maddi sıkıntılar, çalışan annelerin işe dönme süreçleri, sorumlulukların paylaşımı gibi konularda anlaşamayan çiftler sonsuz bir döngü içerisinde kendilerini buluyor. Bu süreçte mutlaka kararlar ortak alınmaya dikkat edilmeli ve çiftler çocukları olmadan baş başa da mutlaka zaman geçirmelidir.

    Ergen Çocukları Olan Çiftler İçin Evlilik Terapisi

    Çocukluk döneminde genellikle çocuğunuz üzerinde yetki ve sorumluluk sahibi olarak onu yönlendirebilirsiniz. Ancak ergenlik dönemi kişilerin kendilerini tanıdıkları ve ne istediklerini deneyimleyerek öğrenmek istedikleri bir süreçtir. Ergenlik döneminde en sık yaşanan problemlerin başında iletişim sorunları gelmektedir.

    Ergen bireyler günlük yaşam ve sosyal yaşam içerisinde daha özgür, daha bağımsız olmak isterler. Gençliğini fark eden birey her şeyi kendi yapma arzusunu hisseder. Maalesef ki aileler bu isteklere olumsuz yanıtlarla geri dönünce çatışmalar ve iletişim problemleri başlar.

    Anne ya da babadan biri bu süreçte çocuğu rahatlatmaya yönelik tutumlar sergilerken diğeri baskıcı ve kendi kararlarını uygulamaya iten bir tutum sergiler. Özellikle aile bireylerinin bir araya geldikleri günlerde çocuklarınızı diğerleri ile kıyaslamak, onları yönlendirmek ve kendi düşüncelerinizi dikte etmek yerine gündelik sohbetler etmeyi tercih edin.

    Ergen çocuğunuzla yaşadığınız bir problem veya tartışma varsa bu durumu günlere yaymayın ve çözüm konusunda baskıcı olmayın. Eğer çocuğunuzla aranızdaki iletişim problemlerini çözemiyorsanız mutlaka stratejik aile terapisi alın.

    İleri Yaştaki Çiftler İçin Evlilik Terapisi

    Çiftler özellikle çocukları olduktan sonra birbirlerini bir kenara bırakarak tüm ilişki ve iletişimlerini çocukları üzerinden yürütmeye başlarlar. Birbirlerine ayırdıkları zamanı azaltırlar ve tek konuştukları çocuklarının, evin problem ve ihtiyaçları olur.

    Zaman ilerleyip çocuklar evden ayrıldıktan sonra çiftler artık birbirlerini tanımıyordur ve nasıl davrandıkları konusunda adeta birer yabancı olmuştur. Bu gibi durumlar ilerleyen yaşta ki çiftler arasında iletişim problemlerine ve anlaşmazlıklara nedenolmaktadır. Bu problemin önüne geçmek ilişki terapisi alınabilir. En temelde ise çiftler birbirlerine zaman ayırmayı unutmamalıdır.

    Kayseri Aile ve Çift Terapisi Desteği Almak İçin Tıklayınız.

    RANDEVU ALIN..

    RANDEVU MAİL:






      İsminiz

      E-mail Adresiniz

      Doktor Tercihiniz

      Tarih

      Düşünceleriniz




      18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



      Sır Psikoloji

      ÇEPS 101


      ÇEPSP-101

      Açılımı Çocuk ve Ergenler için Psikolojik Sağlamlık Geliştirme Programı olan ÇEPSP-101 çocukların ve ergen yaştakilerin psikolojilerinde ki sağlamlığı incelemek, sosyal çevrede ki becerilerini geliştirip bu çevrede problemler karşısında kendi başlarına başa çıkma özelliklerini desteklemek amacı ile geliştirilmiş deneye dayalı, çok boyutlu interaktif bir psiko-eğitim programıdır.

      ÇEPSP 101 yani Çocuk ve Ergenler için Psikolojik Sağlamlık Geliştirme Programında;
      -Tanışma, Empati Kurma, Psikolojik Sağlamlık Oluşturma, Zihin Kuramı, Bilişsel Esneklik, Mizah Oluşturma, Problemleri Çözme, Stres Yönetimi, Olumsuz Düşünceli Olmama, Geleceğe Dönüş, Otonomi gibi çocuk ve ergenlerin psikolojik sağlamlıklarını geliştirmeye yönelik bir çalışma uygulanır.

      -Çocuk ve ergenler dışında ebeveynler için de oturumlar yapılmaktadır. İlk oturumda görüşme, ikinci oturum Aile Psikolojik Sağlamlık Ölçümleri yapma, üçüncü oturumda Karar Ağacı Oluşturma, dördüncü ve son oturumda ise Aile Psikolojik Sağlamlığını Geliştirici Aktiviteler bulunma çalışmaları ÇEPSP 101 programı kapsamında yapılmaktadır.

      -Program içinde her bir modül için ayrı şekillerde yapılandırılmış ev ödevleri bulunmakta ve oldukça derin olan gevşeme egzersizleri de yer almaktadır.

      – Psikolojik sağlamlık geliştirme, mizaç ve bağlanma ölçümleri yapma

      – ÇEPSP 101 programı güç durumlarda (birincisi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Psikolojik Sağlamlık Geliştirme Aktiviteleri, ikincisi Boşanma ve aile çatışmasında psikolojik ve aile sağlamlığı geliştirme aktiviteleri) psikolojik sağlamlık geliştirme,

      -Programı analiz edilmiş bir şekilde değerlendirme ve raporlaştırma

      ÇEPSP 101 Program Özellikleri şunlardır;
      – Her bir modül deneysel açıdan sınanmış olup çok boyutludur.
      -ÇEPSP 101 Programında toplamda 10 adet ergen çocuk, 4 adet ebeveyn, 2 adet Dehb ve 2 adet Boşanma ve Aile Çatışma modülleri yerini almaktadır.
      -Bu programın özel olarak kendini ölçme aracı bulunmaktadır. Bu ölçme aracı sayesinde değişim objektif bir biçimde değerlendirilmektedir.
      – ÇEPSP 101 programının uygulama kiti vardır. Uygulama kitinin olması ve zengin içeriği sayesinde program uygulayıcı olan kişiye zengin ve uygulaması son derece kolay bir içerik sunmaktadır.
      – Programda kullanılacak bütün materyaller daha önceden yapılandırılmıştır.
      -Tüm modüllere özel farklı ev ödevleri ve öz-düzenleme egzersizleri program içerisinde yer almaktadır.
      -Program integratiftir. Birçok farklı yaklaşımın birleşimiyle oluşturulmuştur.
      -Programda her bir modül bir seans süresi (60 dk.) sürmektedir.

      Kayseri Çocuk Psikoloğu

      RANDEVU ALIN..

      RANDEVU MAİL:






        İsminiz

        E-mail Adresiniz

        Doktor Tercihiniz

        Tarih

        Düşünceleriniz




        18 Aralık 2019 Sır Psikoloji



        Sır Psikoloji

        BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI


        Kayseri Bilişsel Davranışçı Terapi

        Bilişsel Davranışçı Terapi (Cognitive-Behaviour Therapy, CBT) şu anda uluslararası olarak psikopatolojik bozuklukları anlamak ve tedavi etmek için en güvenilir ve etkili modellerden biri olarak kabul edilmektedir.

        Bu yaklaşım, duyguların, düşüncelerin ve davranışların arasındaki karmaşık bir ilişkiyi varsayar; duygusal problemlerin, hastanın deneyimlediği acıya ve bunları değiştirme olasılık ve fırsatlarına rağmen, zaman içinde sürdürülen işlevsiz inançların ürünü olduğunu vurgular.
        Temel teori, duygusal ve davranışsal bozuklukların kökeni ve sürdürülmesinde bilişsel çarpıklıkların ve gerçekliğin öznel temsilinin önemini vurgular. Bu, olayların psikolojik, duygusal ve davranışsal problemler yaratmayacağı ve sürdürmeyeceği anlamına gelir, ancak bunlar bireyin bilişsel yapılarından (Filozof Epictetus zamanında zaten paylaşıldığı varsayılır) büyük ölçüde etkilenecektir.

        Aslında, bilişsel psikoterapiyi karakterize eden ve ayıran şey, duygusal bozuklukların düşünceler, duygular ve davranışlar arasındaki ilişkinin analizi yoluyla açıklanmasıdır.

        Bu nedenle bilişsel davranışçı terapi (CBT), hastaların daha işlevsel inançlarla yer değiştirmeleri ve / veya entegre edilmeleri için gerçekliğin tekrarlayan düşünceleri ve işlevsiz akıl yürütme ve yorumlama kalıplarını belirlemelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
        Bilişsel davranışçı terapi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Yüksek Sağlık Kurumu tarafından yayınlanan son belgelerle onaylandığı gibi, anksiyete bozuklukları için tercih edilen tedavinin rolünü üstlenmiştir.

        Yardıma ihtiyacınız varsa veya bir aile üyeniz veya arkadaşınızın tavsiyeye ihtiyacı varsa, Kayseri ‘de BDT uygulayan psikolog aramalarınızda Sır Psikoloji tercih edebilirsiniz

        Bilişsel davranışçı terapi, aşağıdaki özelliklerle karakterize edilir:

        BİLİMSEL OLARAK KURULMUŞTUR: Klinik müdahale, temel psikolojik araştırmalardan türetilen yapılar ve zihinsel süreçler hakkındaki bilgilerle kesinlikle tutarlıdır. Ayrıca kontrollü çalışmalarla bilişsel-davranışçı terapinin etkili bir tedavi olduğu gösterilmiştir.
        Bilişsel-davranışçı terapi, aslında, depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde psikotrop ilaçlara üstün veya en azından eşit, ancak nükslerin önlenmesinde çok daha faydalı sonuçlar göstermiştir.

        AMACA YÖNELİKTİR: Bilişsel-davranışçı psikoterapist, ilk toplantılarda terapinin hedeflerini belirlemek, bir teşhis koymak ve hastaya kendi ihtiyaçlarına uygun bir tedavi planı üzerinde anlaşmak için hastayla birlikte çalışır. Daha sonra, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını kontrol etmek için ilerlemeyi periyodik olarak kontrol etmeye özen gösterir.

        PRATİK VE SOMUT: Tedavinin amacı somut psikolojik problemlerin çözülmesine dayanır. Bazı tipik amaçlare depresif semptomların azaltılması, panik atakların ortadan kaldırılması ve olası eşlik eden agorafobi, kompulsif ritüellerin veya patolojik yeme davranışlarının azaltılması veya ortadan kaldırılması, başkalarıyla ilişkilerin teşvik edilmesi, sosyal tecrit vb. dahildir.

        DANIŞAN VE TERAPİST ARASINDA İŞBİRLİĞİ OLUYOR: Danışan ve terapist, konuyu sorunlarını çözmek için yönlendirebilecek stratejileri anlamak ve geliştirmek için birlikte çalışır. CBT aslında, esasen hasta ve terapist arasındaki işbirliğine dayanan bir psikoterapidir. Her ikisi de, hastayı ele alan duygusal ve davranışsal sorunların nedeni olabilecek belirli düşünme yollarının tanımlanması ve sorgulanmasında aktif olarak yer almaktadır.

        KISA SÜRELİDİR: Bilişsel-davranışçı terapi mümkün olduğunca kısa vadelidir. Terapi süresi genellikle duruma bağlı olarak çoğu zaman haftalık olarak dört ila on iki ay arasında değişir. Daha uzun bir tedavi süresi gerektiren daha ciddi psikolojik problemler, bilişsel terapinin, psikotrop ilaçların ve diğer tedavi şekillerinin entegre kullanımından hala yararlanmaktadır.

        Bilişsel davranışçı psikoterapi iki farklı tedavi yöntemini birleştirir

        1. DAVRANIŞ PSİKOTERAPİSİ

        Zorluk yaratan durumlar ile kişinin bu gibi durumlarda ortaya koyduğu olağan duygusal ve davranışsal tepkiler arasındaki ilişkiyi, yeni yanıt yolları, korkulan durumlara kademeli olarak maruz kalma ve rahatsızlık durumları değişmeye yardım ediyor.

        2. BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ

        Hastanın yaşadığı güçlü ve kalıcı sorunlu duygularla eşzamanlı olarak tekrar eden düşünceleri, gerçekliğin akıl yürütme ve yorumlama kalıplarını tanımlamaya yardımcı olur. Onları düzeltmeye, zenginleştirmeye, diğer daha gerçekçi düşüncelere entegre etmeye veya her durumda kişinin refahı için daha işlevsel hale getirmeye yardımcı olur.

        Bilişsel davranışçı terapide içerik ve sorunlu bilişsel süreçlerdeki değişim (inançlar, değerlendirmeler, beklentiler, duygular, bilişsel çarpıtma ve b.) sadece hastaların işlevsiz inançlarının tartışılması ve yeniden düzenlenmesi yoluyla değil, çok sayıda ve çeşitli yöntemlerle de takip edilmektedir. Müdahale, sadece bireyin işleyişinin bilişsel yönlerine değil, aynı zamanda özellikle duygusal ve davranışsal olanlara da yöneliktir.

        Bilişsel davranışçı terapinin tarihi

        Aaron Beck ve Albert Ellis tarafından 1960’larda (Beck 1967, Ellis 1962) ilk kez öne sürülen temel varsayım, hastanın zihinsel temsillerinin (inançlar, otomatik düşünceler, kalıplar), minimum çıkarımla, psikolojik sıkıntıyı ve zaman içindeki sürekliliğini açıklamasına izin vermesidir. İşlevsel olmayan duygusal reaksiyonlar ve rahatsızlık, bilişsel tip içerik ve biçimsel çarpıklıkların – patoloji, işlevsiz düşünce, kalıp ve süreçlerin sonucudur. Bu şemalarda değişiklik yapılmaması, aksine kanıtlara rağmen, geçersiz kılmalarını “önleyen” ve rahatsızlığın sürdürülmesine katkıda bulunan prosedürel ve içerik hatalarıyla açıklanmaktadır.

        Bu nedenle duygusal rahatsızlıkların açıklanmasında dış olayların oynadığı rol nedensel değil, kişisel, kendine özgü, yani bireysel öznenin inanç sistemine ve deneyimlerine dayanmaktadır. Duygusal reaksiyonları ve işlevsiz davranışları (ve dolayısıyla bozuklukları) açıklamamıza izin veren şey, bireyin içeriğine ve bilişsel süreçlerine dayalı olayları yorumlama şeklimizdir.

        Bu perspektifte zihin, bireyin deneyimlerini değerlendirdiği ve duygusal tepkileri, zihinsel aktiviteyi ve davranışı düzenlediği bir amaç ve bilgi sistemi olarak tanımlanmaktadır (Castelfranchi, Mancini ve Miceli, 2002). Psikopatolojik semptomlar, danışanın zihninde var olan bir hedefe ulaşmayı amaçlayan faaliyetlerin ifadesi olarak kavramsallaştırılır.

        Bilişsel davranışçı psikoterapi, 1960’larda belirtildiği gibi, psikanalist olarak eğitilmiş iki terapist tarafından geliştirildi: Aaron Beck ve Albert Ellis.

        Sıklıkla inanılanın aksine, bilişsel terapinin davranış terapisinin bir evrimi olmadığını belirtmeliyiz. Bu iki terapi, aynı dönemde ve bağımsız olarak bulunmuş ve daha sonra birleşerek tek bir klinik yöntemın doğmasına sebep olmuştur.

        Bu nedenle, bir tedavi yöntemi olarak, özellikle de depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisi olarak doğrudan klinikten gelen bir tedavidir.

        Davranışçılıkla karşılaşma daha sonra gelir ve iki yol izler: bir yandan, bilişsel yazarlar, kurucular Beck ve Ellis’ten başlayarak, hem kliniğe uygulanan bilimsel yönteme hem de klinik sonuçlara göre davranışı iyileştirir.

        Beck’in bilişsel terapisi Uluslararası Bilişsel Psikoterapi Derneği’nde hala baskın bir rol oynamasına rağmen, şu anda, bilişsel terapi hakkında konuştuğumuzda, düzinelerce farklı yaklaşımın ayırt edildiği homojen olmayan bir terapötik yöntemden bahsediyoruz.

        Uluslararası literatüre ve bilişsel terapi veya bilişsel-davranışçı terapi olarak adlandırılan tüm yaklaşımlara bakarsanız durum daha da karmaşıktır; davranışsal sıfatın varlığı ve önemi de doğrudan davranışsal türetme ilke ve prosedürlerine verilen ağırlığı kısmen yansıtmaktadır. Bilişsel terapinin tanımında tanınan tüm yaklaşımların ortak noktası, anlam yapıları ve bilgi işleme süreçleri üzerinde ortak vurgu olup, bu nedenle, bilişsel değişkenin klinik olayların açıklanmasında baskın olarak tanınmasıdır.

        Ayrıca, tedavi yöntemi, prosedürlerdeki farklılıklardan bağımsız olarak, bilişsel değişkenin değişimin ana aracı olarak manipülasyonunu içerir. Bilişsel davranışçı psikoterapi, Kanıta Dayalı Tıp perspektifine göre bilimsel düzeyde gösterilen bir etkinlikle, farklı psikolojik rahatsızlıklar ve farklı psikopatolojik ve psikiyatrik tanısal olaylar için tercih edilen psikolojik tedavi olarak düşünülebilir.

        Kayseri BDT uygulayan psikolog arayışınızda bize başvurabilirsiniz

        RANDEVU ALIN..

        RANDEVU MAİL:






          İsminiz

          E-mail Adresiniz

          Doktor Tercihiniz

          Tarih

          Düşünceleriniz



          Sır Psikoloji

          Günümüzde yaşam koşullarının hızla değişmesi, bireyleri psikolojik, sosyal ve akademik yönden pek çok sorunla yüz yüze getirmektedir. Sorunlarımızla başa çıkabilmek için yalnızca kişisel gayretlerimiz yeterli gelememekte profesyonel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

          Bizler bu ihtiyacı fark edip 2016 yılında Sır Psikoloji Aile Danışma Merkezini kurduk.Kurumumuz T.C. Kayseri Valiliği tarafından ruhsatlandırılmış Aile Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı özel bir kurumdur.

          Amacımız, bireylerin yaşam kalitelerini artmasını sağlayıp, bireysel iyilik hallerine, psikososyal gelişimlerine katkı sağlamak bunun içinde Psikoloji biliminin bilgi ve birikimlerini danışanlarımızın hizmetine sunmaktır.

          Blog Yazıları

          Copyright by Sır Psikoloji 2020. All rights reserved.